Süheyl savaş nedeniyle bozulan sakin yaşantısını Halep’te bırakıp eşi ve 3 kızıyla beraber 2015’te Suriye’den Türkiye’ye geldi. Bu kararla birlikte Süheyl’in 2003’te Şam Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden aldığı diploma, Türkiye’deki kanunların farklı olmasından dolayı geçerliliğini yitirdi. Bundan sonraysa ne Suriye’deki gibi bir memuriyeti ne de hukuk bürolarında doğacak iş imkanlarını düşleyebildi, “Çalışmak istiyorum fakat kanunlar birbirinden farklı olduğu için mümkün olmuyor. Kendi mesleğimi sürdürmem imkansız.”

Suriye’de maddi imkansızlıklar içinde okuduğunu ve ancak okulunu tamamladıktan sonra ekonomik olarak iyi bir seviyeye geldiğini söyleyen Süheyl,  bir süre Menbiç’teki bir adliyede ve daha sonra özel bir üniversitede çalışmaya başlamış, tam bu dönemde çıkan Suriye Savaşı önce işini kaybetmesine ve devamında ekonomik sıkıntıların doğmasına sebep olmuş,  çalıştığı üniversitenin binasının yıkıldıktan bir süre sonra da evinin yakınlarına roketler düşmeye başlamış.  Ve çareyi Türkiye’ye gelmekte bulmuş. Süheyl bu dönemi şöyle aktarıyor, “Evimizin 50 metre yakınına kadar roketler düşmeye başlamıştı, bir sonraki roketin çatımıza düşeceğini hissedebildik.”

Süheyl ailesiyle birlikte hangi şehre gideceğine karar verme aşamasında Adana’da yaşayan akrabasının etkili olduğunu belirtiyor. İlk zamanlarda ihtiyaç duyacağı desteği akrabalarından bulabilecek olmak bu kararındaki en büyük faktörken, ilerleyen zamanlarda Adana’ya yerleşmekle doğru bir tercih yaptığını daha iyi anladığını söylüyor, “Buradaki insanlar kültürel olarak ve yaşam standartları açısından bize daha yakın, büyüdüğüm yere benziyor Adana.”

Süheyl ilk geldiği dönemde sosyal yardım kurumlarına başvurularda bulundu fakat olumlu bir cevap alamadı. Bunun üzerine elindeki azıcık sermayeyi yine kendisi gibi göç etmek zorunda bırakılmış bir ortakla buluşturdu ve küçük bir market açtılar. Fakat buradan elde ettiği düzensiz kazanç, ailesinin geçimine yetmiyordu. Süheyl, Hayata Destek’in Geçim Kaynağı Destekleme projesinin düzenli bir gelir sağlaması açısından hayatında olumlu bir değişime sebep olduğunu belirtiyor; “Market işlettiğim döneme göre daha çok kazanıyor, aileme para gönderebiliyorum.”

Süheyl şu sıralar Türkiye vatandaşlığına geçiş için gerekli evrakları toparlamaya çalışıyor. Babaannesinin Gaziantepli bir Türkiye vatandaşı olmasının vatandaşlık işlemlerinde kolaylık sağlamasını umuyor. Vatandaşlık istemesindeki en önemli etkenin, ‘güvenli ve garantili bir yaşam sürmek’ olduğunun altını çiziyor.

Projenin amaçlarından biri olan ‘sosyal uyum’a dair düşüncelerini sorduğumuzda, “ Projede Suriyeli ve Türkiyelilerin aynı oranda bulunmasını çok değerli buluyorum. Burada çalışanlar arasında kısa sürede bir kardeşlik hukuku oluştu. Geçen ay işe gelirken ayağım çatladı ve buradaki arkadaşlarım hastahaneye gitmeme yardımcı oldu. Hayata Destek rapor çıkarmamda ve izinlerimi kullanmamda destek sağlayarak tedavi sürecimi yakından takip etti.”

Türkiye’de geçirdiği 3 yılda olumsuz bir tavırla karşılaşmamaktan büyük bir memnuniyet duyuyor. Bu durumu hayatına giren herkese saygıyla yaklaşmasına bağlıyor ve insanların da bunu karşılıksız bırakmadığını düşünüyor. Ev sahibi topluluklarla aralarındaki ilişkiye dair şu anektodu paylaşıyor, “Geçen ay ev sahibime farklı bir eve taşınmak için  ‘evden çıkmak istiyorum’ dediğimde, evi bir başkasına kiralamakta zorlanmayacığını bilmesine rağmen 2 ay ücretsiz oturmamı teklif etti. Böyle insanlarla aynı havayı solumak güzel.”

 

 

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left