10 Aralık, Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yayımlandığı 1948’den bu yana ‘Dünya İnsan Hakları Günü’ olarak kutlanıyor. Her konuda olduğu gibi insan hakları alanında da oldukça zorlu bir sınav verdiğimiz 2020 yılı sona ererken 10 Aralık bir kez daha ve bu defa daha da derinleşen nitelikte kaygılarımızı dile getirmemize vesile oluyor. Zira insan onuruna yaraşır bir hayat yaşamak, Koronavirüs pandemisinin dayattığı ‘yeni normal’de artık çok daha da zor...

Bu zorlu süreçten hepimiz etkilensek de bazı kırılgan kesimler olumsuzlukları çok daha sert biçimde tecrübe ediyor. Çocuklar, kadınlar, mülteciler, işçiler, engelliler ve yaşlılar en kırılgan gruplar olarak katbekat zorlanıyor. Üstelik pandeminin bu gruplar üzerinde yarattığı etkiler, farklı insan hakkı ihlallerine kapı aralıyor. Bu 10 Aralık’ta, bu ihlallerin neler olduğuna kısaca değinmek, son bir yıla insan hakları çerçevesinden ayna tutmak istiyoruz ve Dünya İnsan Hakları Günü’nde tekrarlıyoruz: İNSAN HAKLARI, HEPİMİZ İÇİN, HEMEN ŞİMDİ.

GÜVENCELİ ÇALIŞMA HAKKI

Hastalık işçileri vuruyor

İşçiler ve düşük sermayeli serbest çalışanlar, gelirlerini kaybetmek ile hastalığa yakalanma riskine rağmen çalışmak arasında bir seçim yapmak zorunda. Özellikle mülteci işçiler, çalıştırılan çocuklar ve mevsimlik tarım işçileri gibi kırılgan gruplar çok daha zor şartlarla karşı karşıya. Pandemi sürecinin daha başlarındayken Hatay Hayata Destek ekibinin 289 mülteci aileyle yaptığı derinlemesine görüşmelerde bu zor koşulları bire bir kendilerinden duyduk. 289 ailenin tamamı, bu süreçte öncelikle geçim kaynaklarına, ayrıca sağlık ve kamu hizmetlerine erişimle ilgili sıkıntılarını ifade etti.

7 bin sağlık çalışanını kaybettik

Sağlık çalışanları hem ülkemizde hem de dünyada, pandemiyle mücadelenin ön safında yer aldıkları için hastalıktan yoğun bir şekilde etkilendi. Uluslararası Af Örgütü’nün Eylül 2020 tarihli raporuna göre, dünyada en az 7 bin sağlık çalışanı pandemi nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye’de ise bu yazının yazıldığı tarihte 220 sağlık çalışanı hayatını kaybetmişti. Sağlık çalışanları, hayatını kaybeden meslektaşlarının sayısının bu denli yüksek olduğu bir dönemde salgının meslek hastalığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği görüşünde...

SIĞINMA HAKKI

Sığınma başvuruları durdu

Mülteciler ve göçmenler, pandemi döneminde dünyanın pek çok ülkesinde sığınma başvuru yapamıyor. Üstelik salgını yayan kesim olarak görülüyor ve dışlanmalara maruz kalıyorlar.

Gıdaya, hijyene, gelire erişim azaldı

Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin Mayıs 2020 tarihli raporuna göre pandemi döneminde Türkiye’de yaşayan mültecilerin gıdaya erişimi %62, hijyene erişimi %52 oranında azaldı. Salgından önce %80’in üzerinde olan çalışma oranı salgından sonra %11’e kadar düştü.

Hayata Destek Derneği olarak, Nisan 2020 itibariyle açtığımız bilgi ve danışma hattına yapılan başvurularda da sosyal yardım taleplerindeki artışı net bir şekilde gözlemledik. Gelen 2 bin 500 aramanın çoğu, başta sosyal yardımlar olmak üzere, ayni ve nakdi yardımlar, sağlığa ve eğitime erişim konularıyla ilgiliydi. Ayrıca yine Hayata Destek olarak hazırladığımız ve hayatadestek.online sitesinde bulunan, sosyal yardımlar, medeni haklar ve pandemiden korunma yollarına ilişkin Türkçe-Arapça bilgilendirici videolarımız, bu dönemde oldukça izlendi, paylaşıldı.

EĞİTİM HAKKI

5 çocuktan 1’i uzaktan eğitim alabiliyor

Uzaktan eğitim uygulamasının geçtiğimiz Mart sonundan bu yana devam ettiği Türkiye’de çok sayıda çocuk, teknolojik imkanların eksikliği nedeniyle eğitime erişemiyor. Eğitim-Sen’in Eylül 2020 tarihli raporundaki veriye göre, Türkiye’de uzaktan eğitime interaktif olarak ve internet üzerinden erişimin %15-20 seviyesinde kalmış olması, durumun vahametini ortaya koyuyor.

Mevsimlik tarım işçisi aileleri için imkansız

Uzaktan eğitim, mevsimlik tarımda aileleriyle birlikte gezici konumda olan çocuklar için çok daha zor şartlar dayatıyor. 2020’nin Haziran ayında mevsimlik tarım işçiliği çocuklarla telefon üzerinden yaptığımız röportajlarda çocuklar pandemi sürecinde ağır çalışma koşullarını ve eğitime erişimdeki imkansızlıklarını anlattı.

Mülteci çocuklar katılamıyor

Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin raporuna göre, görüşme yapılan mülteci çocukların sadece yarısı uzaktan eğitime erişebiliyor.

ŞİDDETTEN KORUNMA HAKKI

Kadına yönelik ev içi şiddette artış

BM Kadın Birimi (UNWOMEN) verilerine göre pandemiden önce her üç kadından biri şiddete maruz bırakılırken, bugün bu oranın ciddi bir artış gösterdiği raporlara yansıyor.

Bununla birlikte, toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz bırakılanların ulaşması gereken güvenlik, adli yardım, koruma gibi hizmetlere erişim pandemi kısıtlamaları sebebiyle zorlaştı.

Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Şiddet Özel Raportörü Dubravka Šimonovic 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yayınladığı mesajında ‘kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet salgınının durdurulması için acil eylemlerin yapılması gerektiğini’ ifade etti.

ENGELLİ HAKLARI

Engelli kadınlar zor durumda

Türkiye Körler Federasyonu’nun 2020 yılı raporuna göre, tamamen eve kapanmayla birlikte, özellikle engelli kadınların ev içi şiddete maruz bırakılma oranlarında artış gözlemlendi.

Engelliler bilgiye erişemiyor

Pandemi sürecinde, engelli yurttaşlara yönelik destekleyici tedbirlerde eksiklikler eleştiri konusu oldu. Pandemiye yönelik bilgilendirici içerikler görme engelli yurttaşların erişimine uygun şekilde düzenlenemedi ve yeterli bilgilendirme yapılamadı.

Engelli çocuklar destek alamıyor

Özel eğitim alan engelli çocukların eğitime ve fizik tedaviye kısıtlanan erişimlerine yönelik yeterli destek sağlanamadı.

YAŞLI HAKLARI

Yaşlılar dışlanıyor

Kısıtlamalar belirlenirken görüşleri alınmayan 65 yaş üstü yurttaşlar sosyal hayattan tamamen dışlandılar ve yeterli destek görmediler. 65+ Yaşlı Hakları Derneği’nin Ekim 2020’de yaptığı basın açıklamasında da belirttiği gibi, yaşlıların gündelik hayatlarına devam edebilmeleri için gereken destek ve kaynak sağlanamadı; fiziksel aktiviteleri ve sosyalleşebilmeleri için gerekli politikalar üretilemedi.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

Çinli doktor itibarsızlaştırıldı

Pandemi hakkında doğru bilgiye erişmenin ifade özgürlüğüyle bağlantısını acı deneyimlerle öğrendik. Tüm dünyayı COVID-19’a dair bilgilendiren ilk kişi, Doktor Li Wenliang hakkında Çin Hükümeti tarafından ‘dedikodu yaymak’ suçundan soruşturma açıldı. Doktor Li, 2020 Şubat ayında hayatını kaybettiğinde şeffaflık ve ifade özgürlüğünün sembol isimlerinden biri olmuştu. Çin Hükümeti Li’den hayatını kaybettikten sonra özür diledi.

Bundan tam 72 yıl önce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, “insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu” belirterek başlar. Bu ifadenin ışığında, pandemi şartlarında dahi insan haklarını ve insan onurunu korumanın önemini bir kere daha vurguluyor ve tekrar ediyoruz: birlikte ve insanca bir gelecek #HepimizeİyiGelecek.

*Bu yazı ilk olarak 10 Aralık 2020 tarihinde Gazete Duvar’da yayımlanmıştır.

Av. Mahmut Can İsal
Hayata Destek Derneği Hukuk Sektör Yöneticisi

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left