Kuyubaşlarında tarım işçisi olarak çalışan Silo ailesi, çocuklarının okula devam edebilmesi için kararlılıkla çaba gösterdi. Hayata Destek olarak bu süreci kolaylaştırabildiğimiz için mutluluk duyuyoruz. Mardin ekibimizden sosyal çalışmacı Betal Turunç, Silo ailesinin hikayesini aktarıyor…

Geçen yıl bu dönemlerde Mardin’in Kızıltepe ilçesinde kırsala doğru yol alıyorduk. Binalardan, kalabalıktan uzaklaştıkça yol griden, tarlaların yeşiline, kahverengiye bürünmeye başladı. Uçsuz bucaksız tarlaların arasında yaşayan ailenin evine yaklaştığımızda, iki çocuğun ayakları çamura batmış, yüzlerinde kocaman gülümsemeler bizi beklediğini gördük. İsimleri Zinar* (8) ve Siyam* (12). Tarlada traktörlerin açtığı patika yoldan evlerine doğru ilerlemeye başladık, sonra kendimizi tarlaların ortasında, ufak bir boş alanda kurulmuş evin önünde bulduk. Ev tek oda, banyo, mutfak ve dışarda bir tuvaletten oluşuyordu. Anne, baba ve 3 çocuk burada yaşıyordu. Evin önünde anne Keriman* ve çocuklarla oturduk, bir süre sonra baba Mahmut* da tarladan döndü, bize katıldı.

Keriman (31) sakin, bir o kadar kendinden emin bir kadın. Tanışma faslını geçtikten sonra anlatmaya başladı:  

‘Suriye’de savaşın başlamasıyla Türkiye’ye gelmeye karar verdik. Akrabalarımızın yakınında olmak ve dil konusunda sıkıntı yaşamamak için Mardin, Kızıltepe’ye yerleştik.  Bir süre sonra şehir merkezinin ev kirası, elektrik ve su faturası, işsizlik derken geçimimizi sağlayamaz hale geldik. Bu nedenle kırsala, kuyubaşı işine gitmek zorunda kaldık.’

Tarladan Tarlaya Göç Devam Ediyor

‘Hep ucuza çalışmak zorunda kalıyoruz, her zaman büyük emekler veriyoruz ama karşılığını alamıyoruz. Ancak karın tokluğuna çalışıyoruz. Yazı ayrı kışı ayrı dert, bitmek bilmiyor…’

Kuyubaşları, tarlaların sulama ve rutin bakım işlerini bütün bir yıl boyunca takip etmesi gereken ailelerin barındığı alanlar. Fakat kuyubaşlarında yaşam, özellikle merkeze uzak, sapa bölgeler olduğu için birçok sorunu beraberinde getiriyor. Silo ailesi de 2021 yılı başında, Kızıltepe merkeze 10 km uzaklıkta bulunan bir köydeki kuyubaşında işe başladı. Tarla sahibi ile tarlanın sulanması ve diğer işlerin yapılması karşılığında yıllık 15 bin TL ücret üzerinden anlaşmışlardı. Bu gelir, ailenin temel ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz kalınca sene içinde aynı anda birkaç kuyubaşında çalışmak zorunda kaldılar. İş yükü nerede fazlaysa evi de oraya taşıyarak… 8 ay ilk kuyubaşında kaldıktan sonra, başka bir kuyubaşındaki eve yerleştiler. Adrese dayalı kayıt söz konusu olduğu için yeni taşındıkları köyün okuluna çocuklarını kaydettiremediler. Ne yapmaları gerektiğini de sordukları kişilerden bir türlü öğrenemediler.

‘Biz de istiyoruz diğer insanlar gibi evimizin olmasını, çocuklarımızın iyi bir geleceğe sahip olmasını, iyi bir eğitim alıp öğretmen, doktor olmasını…’

Silo ailesi, tam da bu noktada bize ulaştı. Çocukların kayıt olacakları ve daha önce kayıtlı oldukları okul yönetimleri ile görüştük. Önce ailenin adres güncellemesi, ardından çocukların okul nakli yapılmasını sağladık. Böylece Zinar ve Siyam yeniden okula gitmeye başladı. Maddi sıkıntı içindeki aileyi ayrıca eğitim bursu veren bir sivil toplum kuruluşuyla iletişime geçirdik ve evin büyük kızı Siyam için burs başvurusu yapıldı. Burs almaya hak kazanan Siyam, hala bu burstan yararlanmaya devam ediyor.

Birkaç ay sonra Silo ailesi bizimle tekrar iletişime geçti. Dördüncü çocukları Delal bebek dünyaya gelmişti ama kimlik çıkarmada sıkıntı yaşıyorlardı. Bebeğin kimliği olmadığı sürece de onu hastaneye kontrollere götüremiyorlardı. Bu defa resmi makamlarla görüşmeler yürüterek süreci hızlandırdık, Delal bebeğe geçici koruma kimliği çıkardık.

Hayallerinin İzinde Kendi Ayakları Üstünde

Sırtımızı yaslayacağımız bir duvar varsa o da Hayata Destek Derneği. Bir şey olduğunda rahatlıkla danışabiliyoruz, bilgi alıyoruz.’

Aile ile iletişimimiz bugün de devam ediyor. En son görüşmelerimizde ailenin ikamet ettikleri kuyubaşından sonra yine yer değiştirmek zorunda kaldıklarını öğrendik. Bu defa resmi süreçleri kendileri ilerlettiler, çocuklar eğitimlerine devam ediyor.

Uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik projemizde amacımız, Silo ailesi gibi kırsalda yaşayan mültecilerin eğitim, sağlık, kayıt gibi en temel hak ve hizmetlere erişebilmesine yardımcı olmak. Ayrıca onların kendi sorunlarına kendileri çözüm bulabilecek yetkinliğe eriştiklerini görmek bizim için çok kıymetli.

Kuyubaşlarında yaşam herkes için hayli zor, bir mülteci aile içinse bu zorluklar prosedürlere dair bilgi eksikliği, takip süreçlerindeki zorluklarla daha da artabiliyor. Silo ailesi, çocuklarının eğitimine önem verdikleri için bu meselenin üzerine gitti ve çözüm üretemedikleri noktada destek talep etti. Siyam ve Zinar bu sayede okullarına devam edebildi. Siyam’ın hayali ileride avukat olmak, kimsenin haksızlığa uğramaması için çalışmak istediğini belirtiyor. Zinar ise özgüvenle iş insanı olacağını söylüyor. Bir sosyal çalışmacı olarak Silo ailesinin hikâyesi, üstlendiğimiz sorumluluğun önemini bana bir kez daha hatırlattı. Tarlaların arasındaki açıklıkta sandalyelerimize oturmuş çayımızı yudumlarken, karşımda oturan ve hayallerinden bahseden bu iki çocuğa, Siyam ve Zinar’a inanıyorum, başaracaklar, gelecek onların…

Betal Turunç
Sosyal Çalışmacı, Mardin

Editör: Çiğdem Güner
Hayata Destek İletişim Yöneticisi

*Danışanlarımızın isimleri özlük haklarına saygı çerçevesinde değiştirilmiştir.

Etiketler:

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left