#8MartDünyaKadınlarGünü
Pandemi süreci hepimiz için zorluydu. Kadınlar bu zorlukları daha da katmanlı yaşamak zorunda kaldı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bu zorluklardan ders çıkararak atılacak adımları düşünmek için iyi bir vesile. Kadınların güçlendirilmesi için üç yıldır Adana sahamızda görev alan sosyal çalışmacı arkadaşımız Nurulayn Kavak’a kulak veriyoruz.
Ben Nurulayn Kavak. Hayata Destek ile yollarımızın kesiştiği günden bu yana, Adana sahasında koruma faaliyetleri alanında yürütülen birden fazla projede görev aldım. Yaklaşık 3 yıldır da Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) ortaklığında yürüttüğümüz, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan, risk altındaki kadın ve kız çocuklarını koruma faaliyetlerini içeren projede çalışıyorum.*
Pandemi, kadınları güçlendirme çalışmalarında edindiğim deneyimler açısından mihenk taşı oldu. Sizinle de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, gündelik hayata etkisi bugün görece azalmış olsa da hala içinden geçtiğimiz pandemi döneminde tanık olduklarımı, karşılaştığım kadınlık hallerini kısaca paylaşmak istiyorum. Çünkü inanıyorum ki bu süreçte edindiğimiz deneyimler, fark ettiklerimiz, öğrendiklerimiz, yeni adımlar atarken bizlere ışık tutabilir.
Pandemiyle Artan Zorluklar
İnsani yardım alanında çalışırken ihtiyaç sahibi kadınlarla yaptığım görüşmelerde, onların kaygılarına ve korkularına birçok kez tanık oldum. Birçok hikâye dinledim ve gördüm ki hikâyeler farklılaşsa da şiddet hep aynıydı. Artık bir kadının yüzünde yaşadıklarının izlerini görebiliyordum.
Pandemide ise kadınların yüzlerinin yerini sesleri aldı… Samimiyetimle söylemeliyim ki bir telefonun ardındaki ses, göz göze konuşmaktan daha çok şey anlatmaya başladı. Ve kadınlarla aramızda, seslerimiz üzerinden güçlü bir diyalog kuruldu. İlk COVID vakaları duyulmaya başladığında öncelikli işimiz telefon üzerinden temasa geçerek ihtiyaç sahiplerinin hayatlarındaki değişimi, acil durumlarını tespit etmek oldu. Kadınlarla yaptığımız görüşmelerde, hastalığa yakalanma kaygısı, izolasyon, özellikle de işsizlik ve yoksulluğun hane içindeki olumsuz etkilerinin kadınları nasıl hedef aldığını öğrendik.
“Herkes evde olunca kime yetişeceğimi şaşırıyorum. Kaynanam engelli ve onun bakımıyla ilgileniyorum. Bir taraftan çocukların hepsi evde ve her birinin isteği çok farklı. Eşim de işe gitmediğinden beri oturduğu yerden her şeyin önüne getirilmesini bekliyor. Küçük bir bebeğim var, bazen onunla ilgilenecek zamanım olmuyor. Yemek, bulaşık derken günümün nasıl geçtiğini anlamıyorum. Yorulduğumu bile hissedemez oldum.” Pandemi sürecinde bilgilendirme ve sosyal yardımlardan faydalara erişim için destek sunduğumuz kadınlardan biri olan Rima (39), pandemiyle hayatının nasıl bir hal aldığını böyle anlatmıştı.
Şiddet Döngüsünü Kırabilmek
Kadınların yanı sıra kız çocukları da hane içinde artan yüke ortak olmak, evde daha çok çalışmak zorunda kaldı. Üstüne üstlük, kız çocuklarının işlere yardım etmedikleri bahanesiyle, evde yaşayan erkeklerden, ağabey veya babadan şiddet gördüklerine dair geri dönüşler aldık. Evlere kapandığımız süreçte, kızlarının yaşadıkları görüp kaygılanan, sekiz çocuk annesi Sara (45) deneyimini şu şekilde paylaşmıştı: “Okul kapandığı için çocuklarım artık okula gitmiyor. Kızlarım var ve evdeki işlere yetişemediğim için bana yardım etmelerini istiyorum. Çünkü ağabeyleri ve babası kızların oturduğunu görünce daha çok öfkeleniyor ve onları dövüyorlar. Dayak yemesinler diye iş veriyorum.” Sara’nın kendi ve kızlarının maruz bırakıldığı şiddete dair aktarımları üzerine biz de avukatlarımızı devreye soktuk; nerelere başvurulabileceği, nasıl kendilerini koruma altına alabilecekleri konusunda bilgilendirmeler yaptık. Sara bu şiddet döngüsünden çıkabilmek için kızlarıyla evden ayrılmaya karar verdiğindeyse kira desteği ve sosyal yardımlara erişim sağlayarak yanında olduk.
Kadınlar için ev içi bakım gittikçe ağırlaşan bir yüke neden oluyor; artan ihtiyaçlara cevap verebilecek maddi imkânların tükenmesi çaresizlik yaratıyor; maruz bırakıldıkları şiddetten kaçacak yerin olmaması hayatlarını tehdit ediyordu. Hala da ediyor. Maalesef son iki sene içinde, çok sayıda kadından şiddetle mücadele konusunda destek çağrısı aldık. Sadece son bir sene içinde ve sadece Adana’da yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında 131 kadının şiddet döngüsünden çıkmalarına destek sunduk. Özellikle şiddete maruz bırakılan kadın veya kız çocuklarının, koruma altında olacakları güvenli bir alana erişebilmesi için sağlamış olduğumuz desteklerin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Yalnız Olmadığını Bilerek Güçlenmek
Kadınların acil durumlarda arayabilecekleri kurumların iletişim bilgilerini, acil yardım hatlarını yaygın bir biçimde paylaştık. Avukatlarımız gerekli durumlarda danışanlarımızı ilgili kurumlara yönlendirdi ve onları bilgilendirdi. Psikologlarımız, yaşanan travmalarla başa çıkabilmeleri için kadınların yanında oldu. Özel ihtiyaçlarda -muayene, tıbbi tedavi, aşı (yeni doğan aşıları ve covid-19 aşıları), aş yardımı, sosyal yardımlar, kira desteği, nakit destekleri, market kartı vb.- ilgili hizmetleri sunan sivil toplum ve kamu kurumlarına destek için başvurduk. Süreci sıkı şekilde takip ettik. Telefonla, mesajla ulaştık; tele-konferans odalarında, zoom ekranlarında bir araya geldik. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çabalayarak, kimseyi arkada bırakmadan, kadınların ve kız çocuklarının yanında olduk. Destek sunduğumuz kadınlardan bir diğeri olan Safa (47) böylece kendini daha güçlü hissettiğini söylüyor: “Pandemi başlayınca herkesin bizi unuttuğunu hissediyordum. Arayıp soranımız olmadı. Ama siz devamlı aradınız. Bizi unutmadığınız ve siz yanımızda olduğunuz için yalnız hissetmedim. Daha güçlü hissettim.’’ O süreçte Safa’yla neredeyse gün aşırı konuştuk, hem gündelik ihtiyaçlarına çözüm için yönlendirmelerde bulunduk, mesela ailenin belediyeden gıda yardımı alabilmesini sağladık, hem de psikolojik olarak destek olduk.
Kadınların güçlendiğini ve daha iyi hissettiğini gördükçe ben de güçlendiğimi hissediyorum. Ben de dayanışmanın gücünden besleniyorum. Sadece hizmet sunmuyoruz; kadın kadına el vererek, beraber güçleniyor, iyileşiyoruz. Kadınların hayatlarına dokunabilmek ve olumlu değişimleri mümkün kılmak için Hayata Destek yanlarında olmaya da devam edecek. Kimsenin arkada kalmadığından emin olana kadar…
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
*Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Danışanlarımızın ismi, özlük haklarını korumak adına değiştirilmiştir.
Yazar: Nurulayn Kavak
Sosyal Çalışmacı
Editör: Çiğdem Güner
Kurumsal İletişim Uzmanı
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.