8 Eylül’de çalacak okul zili öncesi bazı ailelerde tatlı bir telaş, bazılarında ise belirsizlik hâkim. Özellikle deprem bölgesinde ulaşımdan güvenli binalara, beslenmeden kırtasiye malzemelerine, temel ihtiyaçlara ulaşamayan birçok çocuk var.

Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken, çocukların okul ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı, okula ulaşımın nasıl sağlanacağı, beslenme çantasının nasıl dolacağını kara kara düşüne aileler var. Onlardan biri, iki çocuklu bekâr anne Sarenur.* Bir çocuğu ilkokul ikiye, biri de birinci sınıfa başlayacak olan Sarenur, en çok okul malzemelerine ihtiyaç duyduğunu söylüyor. 6 yaşındaki kızı Almila, okulda neye ihtiyacı olduğu sorulunca şöyle diyor: “Yemeğe ihtiyacım var. Sonra, çanta, kalem, defter, su, forma.”

Resmi verilere göre 2023-2024 yılında 612 bin çocuk okula gidemiyor. Bu senenin ilk çeyrek verilerine göreyse eğitim dışında kalan çocuk sayısı son 3 yılın en yüksek seviyesinde. Mülteci çocuklar, mesleki eğitim merkezi (MESEM) öğrencileri ve açık öğretime kayıtlı çocuklarla birlikte toplam sayının 1,5 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor.

Eğitim hakkı, Anayasa ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde de yer alan en temel çocuk haklarından biri. Çünkü okullar çocuklar için, sadece yeni bilgilerin öğrenildiği değil, akran ilişkilerinin, çatışma çözümünün, güven ve aidiyet duygularının, oyunun ve duyguların ifade alanı bulabileceği sosyal mekânlar.

Afet Bölgesinde Okulun Yolunu Bulmak Daha Zor

Özellikle 6 Şubat Depremlerinin ardından, afet bölgesinde dramatik bir kesintiye uğrayan bu hakka erişmek yer yer hala epey güç. Deprem bölgesinde çalışan bir dernek olarak, 2023’den bugüne okullaşmanın bariz şekilde azaldığını gözlemliyoruz. Bu durumun bazı nedenleri var.

Depremin ardından ikamet adreslerinin değişmesi ve hasar gören, yıkılan okullar çocukların eğitime erişimini zorlaştırdı. Sağlam okul binalarının yanı sıra konteyner yaşam alanlarına kurulan yeni okulların da kapasiteyi karşılamadığını gözlemliyoruz. Her kademedeki çocuk için geçici barınma alanlarında okul olmaması da bir diğer zorluk.

Okullaşmanın önündeki en büyük engellerden bir de ulaşım. En yakın okula gitmek için aileler ya servis parasının bir kısmını ödemek ya da kendi imkânlarıyla çocuklarını okula götürmek zorunda.

Eğitim materyallerine erişimle ilgili de ciddi zorluklar olduğu, destek olduğumuz aileler ve çocuklar tarafından sık sık dile getiriliyor. İhtiyaç listesinin en başında yer alan kalem, defter, boya, çanta, kitap gibi kırtasiye malzemeleri maalesef hala birçok çocuk için hayal.

Hijyen koşulları ve besleyici öğün desteği de yine en sık gözlemlediğimiz ihtiyaçlar arasında. Tuvalet, temiz içme suyu, hijyen malzemeleri tüm çocukların eşit düzeyde erişebildikleri malzemeler değil henüz. Birçok aile için çocuklarını besleyici bir öğünle okula göndermek hala çok mümkün gözükmüyor.

Çocuk işçiliği, erken ve çocuk yaşta zorla evlilikler, mevsimlik tarım işçiliği gibi kronik sorunların da depremle pekişti. Mülteci çocukların dil bariyeri, ailelerin kültürel kodları, kız çocuklarının cinsiyetlerinden dolayı okula gönderilmemesi de sık sık karşılaştığımızı sebepler arasında.

Kapsayıcı Destek Veriyoruz

Hayata Destek Derneği olarak çocuklar başta eğitim hakları olmak üzere tüm haklarına erişebilsin diye çalışıyoruz. Afet bölgelerinde, mevsimlik göç alanlarında çocuklar için psikososyal destek etkinlikleri düzenliyor, çocukların göç, afet, travma, çocuk işçiliği gibi olumsuz yaşam deneyimlerinden kaynaklanan sorunları çözmelerine destek oluyoruz. Temel yaşam becerileri öğrenmelerini sağlarken, akran zorbalığı gibi karşılaşma riski altında oldukları durumları önleyici etkinlikler düzenliyoruz.

Sosyal hizmet uzmanlarımızla okulu bırakmış ya da bırakma riski altındaki çocukların okula geri dönmesi için çalışıyor; ailelere yönelik farkındalık oturumları düzenliyoruz. Yanı sıra en kırılgan durumdaki çocuk ve ergenlerle rehberlik ve akademik destek programı yürütüyoruz. Psikologlarımız çocuklarla bireysel ya da grup danışmanlığı çalışmaları da yapıyor. Bu destekten yararlanan, Sarenur’un büyük oğlu Muhammed, 2 yıl devam eden psikolojik desteğin ardından, şimdi okula gitmeye daha hevesli, akran zorbalığına uğradığında öğretmenlerinden destek alabiliyor. En sevdiği ders Türkçe, büyüyünce itfaiyeci olmak istiyor. Kardeşi Almila ise bu sene ilk defa göreceği matematik dersini çok merak ediyor ve anaokulundaki öğretmenini çok sevdiği için öğretmen olmak istiyor.

Her çocuğun eşit fırsatlara erişebilmesi ve okula temel ihtiyaçları karşılanmış bir şekilde gitmesi için çalışıyoruz. Biliyoruz ki doğru desteklerle her çocuk yeniden güvenle okulun yolunu bulabilir.

*Tüm danışanların isimleri özlük haklarını korumak amacıyla değiştirilmiştir.

 

Etiketler:

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left