Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazarı kutlanan Anneler Günü, annelerin toplumsal rolünü fark etmek, kadın emeğine ve çoğu zaman hiç görünmeyen bakım yüküne de gereken değeri vermek için güzel bir gün.

Hatay ve Adıyaman’da yaşayan 5 anne, deprem bölgesinde anneliğin türlü çeşitli halini anlatıyor.

İntisar’ın söylediği gibi anneler kendilerini bazen süper kahraman gibi, bazen de Özlem’in söylediği gibi çok çaresiz hissedebiliyor. Anne olmak birçok sorumluluğu üstlenmek, bir sürü duyguyu aynı anda yaşamak demek. Hele afet bölgelerde yaşayan anneler, çocukları ve kendileri için güvenli bir alan, temiz gıda, iş imkânları, hakları olan hizmetlere erişim gibi birçok şeyi her gün düşünmek zorunda kalıyor.

Afet bölgesinde yaşayan kadınların kendilerinin ve çocuklarının güvende olduğunu bilerek yaşaması için çalışıyoruz.

Şimdi söz Eman, İntisar, Özlem, Wafa ve Süheyla’da.

Ben Suriye savaşını da, depremi de yaşadım. Afet durumunda anne olmak demek; korku, panik, endişe, kimseyi geride bırakmak istememek demek

Temel ihtiyaçlara, temiz gıdaya ulaşmak bizim için hala zor. Afet bölgelerinde iş imkânı bulmak, üretmek zor.

Depremden sonra güvenli ortam bulmak çok zor, çocuklarıma düzgün bir ev bulmaya çalıştım.

Çocuklarıma masal anlatırım, kitap okurum. Her koşulda yanlarında olduğumu hissettiririm. Onların varlığı da bana güç veriyor. Özellikle annelerinin güvende olduğunu hissetmeleri gücüme güç katıyor.

Eman, 45 Yaşında, 4 çocuk annesi
Hatay

 

Çocuklarıma stressiz bir ortam yaratmaya çalışıyorum. Sürekli pozitif yaklaşıyorum. Enerjik bir aile yapımız var. Arkadaş gibiyiz.

Çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamak için maddi desteğe her zaman ihtiyacım oluyor. Eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için iş olanaklarına ihtiyacımız var. Özellikle çocukların güvenli bir şekilde okula gidebilmesi için ulaşım desteğine ihtiyaç duyuyorum.

Evimin olmasını çok isterdim. Hala çadırda yaşayan kadınlar, çocuklar var. Herkesin güvenli bir evi olsun isterim.

Çocuklarımın varlığı, mutluluğu bana güç veriyor.

Bence anneler birer süper kahraman.

İntisar, 45 yaşında, 4 çocuk annesi
Hatay

Deprem gecesi istedim ki çocuklarım küçülsünler avucuma alıp kurtarayım onları. Bazen çok çaresiz bir duygu anne olmak. Depremden bu yana hiç ışıklar kapalı uyumadık, aynı odada hep bir arada uyuyoruz.

En çok rahatlamaya ve güvende hissetmeye ihtiyaç duyuyoruz. 2 yıldan fazla zaman geçti ama biz o geceden çıkamıyoruz. Bu tür afetlerde aslında en çok sevdiklerimizi ve kendimizi nasıl koruyacağımızı öğrenmeye ihtiyacımız var.

Anne olduktan sonra tek gayem çocuklarıma iyi bir gelecek vermek, onlara güç vermek oldu. Ama 6 Şubat akşamı onlar bana güç verdi.

Özlem, 3 çocuk annesi
Adıyaman

 

Afet döneminde sağlığa erişimin zor olması, temel ihtiyaçların karşılanmaması, güvenlik sorunları bir anne için çok zor. Kadınları ve çocukları daha savunmasız hale getiriyor.

Ben her zaman güçlü olduğumu çocuklarıma söylüyorum. Bu da onlara güç veriyor ve güvende hissettiriyor.

Çocuklarıma sağlıklı besinler bulmaya ve hijyen ürünlerine çok ihtiyaç duyuyorum. Sosyoekonomik zorlukların ortadan kalkması, meslek edindirme kurslarının artması gerekiyor. Kadınlar evde üreterek ekonomik anlamda katkı sağlıyor. Bu ruh sağlığımıza da iyi geliyor.

Çocuklarım bana her sarıldığında ben güçlü oluyorum.

Wafa, 50 yaşında, 6 çocuk annesi
Hatay

Kadın olmak başlı başına zor, ev hayatı zor, iş hayatı zor. Anadolu kadını olmak daha zor. Afette kadın olmak çok zor.

Güvenli bir ortama, barınmaya hala ihtiyaç duyuyoruz. Gıda ve hijyen ürünlerine çok ihtiyaç duyuyoruz.

Ben depremde kayıplar yaşadım, çocuklarımın hayatta kalması bana güç verdi.

Süheyla, 47 yaşında,  6 çocuk annesi
Hatay

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left