Bugün 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. Doğal ya da insan kaynaklı afetler, savaş ve çatışmalar nedeniyle kendi ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan, yeni bir ülkede yeni bir hayat kurmaya çalışan 120 milyon kişinin onurlu yaşam hakkını savunmak için bugün güzel bir gün.

4 milyonu aşkın göçmenin yaşadığı ülkemizde, mültecilerin insani yardım ihtiyaçlarına da cevap vererek, kimseyi arkada bırakmadan, herkes için güvenli, onurlu bir yaşam kurma yolunda çalıştığımızı hatırlatmak istiyoruz.

COVID-19 pandemisi, ekonomik kriz ve ardından yaşanan 6 Şubat Depremleri, sosyo-ekonomik açıdan kırılgan durumda olan mültecilerin, temel hak ve hizmetlere erişiminde zorluklar yaratıyor. Faaliyet gösterdiğimiz 12 ilden ikisi, İstanbul ve İzmir, mülteci nüfusun da yoğunlukla yaşadığı şehirlerden. Saha ekiplerimizin bu sene içinde mülteciler ve sivil toplum kurumlarıyla odak grup görüşmeleri yaparak hazırladığı ihtiyaç analizi, mültecilerin bugün bu şehirlerde en çok karşılaştığı zorlukların şunlar olduğunu ortaya koyuyor:

  • Kimlik güncelleme ve adres doğrulama süreçleri mültecilerin okula kayıt, boşanma, kimlik çıkarma, hastanede tedavi olma gibi bazı temel hizmetlere erişmesini önleyebiliyor. İstanbul ve İzmir’in, geçici koruma kaydına kapalı olması ve adres kaydına açık mahallelerdeki %20 mülteci kotası gibi uygulamalar nedeniyle bu zorlukların odak şehirlerinden.
  • Özellikle bekâr ebeveyn, engelli aile bireylerine bakan kadınlar gibi, daha da kırılgan grupta yer alan mülteci kadınların güçlenmesi için destek mekanizmalarına ihtiyaç var. Kadınlar hakları hakkında bilgi sahibi olma, psikolojik dayanıklılıklarını artırma, çocuklarının gelişimsel ihtiyaçlarını karşılama, kamusal alanda aktif olma ve istihdam olanaklarına erişme konusunda desteğe ihtiyaç duyuyor.
  • Sahadaki gözlemlerimiz ve görüşmelerimiz, mülteci çocukların okullarda ve kamusal alanda akran zorbalığına maruz bırakıldığını gösteriyor. Yerel ve mülteci çocuklar arasındaki sosyal uyumu artırmak için çalışmalar yapılması ve okullardaki personellerin bu konudaki farkındalıklarının artırılması oldukça önemli. Ayrıca okul dışı kalan mülteci çocuklar için çocuk yaşta evlilik ve çalışmaya zorlanma gibi riskler de bulunuyor. Bu riskleri azaltmak için çocuklarla önleyici/koruyucu/güçlendirici çalışmalar yapılmasına ihtiyaç var.
  • Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, tüm nüfusu olduğu gibi mültecileri de olumsuz etkiliyor. Barınma, sağlık ve eğitim hizmetleri, mesleki gelişim ve istihdamla ilgili destek programlarına mültecilerin de eklenmesi bu açıdan önem kazanıyor.
  • Engellilerin hizmetlere erişiminin ve kamusal yaşama katılımının zaten bir mücadele alanı olduğu Türkiye’de, engelli mülteciler katmerli hak kayıplarına uğrayabiliyor. Danışmanlık ve bilgilendirme hizmetleri sunularak bu bireylerin hakları konusunda desteklenmesi gerekiyor.
  • Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten hayatta kalan mülteci kadınlara yönelik koruma programları ve psikososyal destek hizmetleri de elzem bir ihtiyaç.

 

Biz Hayata Destek olarak, insani yardımın 5 temel ilkesini gözeterek çalışmalarımızı yürütüyoruz: insanlık, ayrım gözetmemek, tarafsızlık, bağımsızlık ve hesap verebilirlik. Bu 20 Haziran’da da, her insanın onurlu bir hayata erişmesi için tüm paydaşlarla birlikte çalışma hedefimizi yineliyoruz. #KimseyiGerideBırakmadan

Etiketler:

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left