12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde harekete geç:
Çocuk işçiliğine birlikte son verelim!
Bugün 12 Haziran, Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü. Devletler, işverenler, işçi örgütleri, sivil toplum kuruluşları, aileler ve bireyler olarak hepimiz, 2002’den bu yana her yıl bugün, dünyadaki çocukların çalıştırılmasının karşısında duruyor, bütün çocukların, sağlıkla büyümelerini, okuyabilmelerini ve çocukluklarını yaşayabilmelerini savunuyoruz.
2015’te imzalanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile 2025 yılına kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesine karar verildi. Bu karar öncelikle; çocukların zorla çalıştırılmasını, modern köleliği ve insan ticaretini, çocukların askere alınmaları ve asker olarak kullanılmaları dahil çocuk işçiliğinin en kötü türlerini ortadan kaldırmayı öngörüyordu.
Sayılarla Çocuk İşçiliği
Bugün dünyada 152 milyon çocuk çalışmak zorunda bırakılıyor.[1] Türkiye’de mülteci çocuklar ve kayda girmeyenlerle birlikte çalıştırılan çocuk sayısının 2 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 verilerinde, Türkiye’de yalnızca 2019’un dördüncü çeyreğinde 5-17 yaş aralığında 720 bin çocuğun çalışmak zorunda bırakıldığı görülüyor. Üstelik bu sayıya mülteci çocuklar dahil değil. Çocuklarımız hâlâ Türkiye’de çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri kabul edilen alanlarda, yani sokakta, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde, tarım alanlarında çalışıyor.
2019’da kayıtlara göre 14 yaşın altında 29 çocuk işçi, 15-17 yaş aralığında 38 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, 48 bin kayıtlı çocuk çalışanın bulunduğu 2018’de çocuk işçiler 7 bin 94 kaza yaşadı.[2]
Salgın ve Çocuk İşçiliği
COVID-19 salgını, çocuk işçiliği riskini daha da artırdı. Salgın yüzünden maddi sıkıntılar çeken ailelerden bazıları çocuklarını çalıştırmaya başladı. Mevsimlik tarım göçüne çıkan aileler, salgına karşı önlemler kapsamında okullar kapatılıp uzaktan eğitime geçilince çocuklarıyla birlikte Nisan ayında, yani normal rutinlerinden de erken göç yoluna düştü. Kırsal alanlarda, mevsimlik ya da yerleşik tarım alanlarında yaşayan ama televizyonu, interneti olmayan ailelerin çocukları uzaktan eğitime de devam edemedi.
Dünyada ve Türkiye'deki milyonlarca çocuk, biz harekete geçmediğimiz için, biz kabul ettiğimiz için, biz görmezden geldiğimiz için çalıştırılıyor. Çünkü bahaneler bulduk, göz yumduk, engellemedik ve çocuklar çalışmak zorunda kaldı.
Çocuk İşçiliği ile Mücadele Çalışmalarımız
Hayata Destek olarak, 2012’den bu yana Adana, Düzce, Ordu, Sakarya, Şanlıurfa ve Zonguldak, Hatay, Diyarbakır ve İstanbul’da çocuk işçiliğinin önlenmesi için çalışıyoruz. Mevsimlik gezici tarım alanları başta olmak üzere farklı alan ve sektörlerde çalıştırılan ya da çalıştırılma riski altındaki çocukların, ihmal ve istismardan korunmasını ve haklarına erişmesini amaçlıyoruz. Bu çerçevede, çalıştırılan ya da çalıştırılma riskli bulunan çocuklara yönelik olarak, eğitime dönmeleri ve temel haklardan yararlanmaları için vaka yönetimi yoluyla destekleme, sosyal hizmetlere yönlendirme ve psikososyal destek faaliyetleri yürütüyoruz. Ayrıca aileler, işverenler ve tarla/bahçe sahipleri için çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik farkındalık arttırıcı çalışmalar yapıyoruz. Savunuculuk ve kapasite geliştirme eğitimleri gibi faaliyetler aracılığıyla kamuoyu ve kamu kurumlarına ulaşmayı hedefliyoruz. Bunun güzel bir örneği olarak, Viranşehir Kaymakamlığı tarafından kurulan ‘Çocuk İşçiliğini Önleme Komisyonu’nun içinde yer alıyoruz. Bu komisyon sayesinde 4283 mevsimlik tarım işçisi çocuğun durumu değerlendirildi, 9 pilot okulda faaliyet yürütüldü. Çocukların çalışmaması için eylem planı hazırlandı ve bu kapsamda 352 çocuğun mevsimlik tarım göçüne çıkması engellendi.
Bahane Değil, Çözüm Üretelim
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü’nde, Hayata Destek olarak herkese çağrıda bulunmak istiyoruz. Gelin artık ‘Geçinemiyoruz, çocuğumuz da çalışmak zorunda, ne yapacağız?’ ‘Sadece aile işlerine yardım ediyor, ne var bunda?’ ‘Ailesine destek oluyor,’ ‘Okula gitmek istemiyor, bari iş öğrenir, meslek sahibi olur,’ gibi bahaneler bulmayalım. Çocuk işçiliğinin hiçbir türünü kabul etmeyelim. Çocukların çalıştırıldığını gördüğümüzde ilgili kamu kurumlarına bildirimde bulunalım. Çocuklarımızı birlikte koruyalım. Çocukların çocukluğunu yaşayabilmesi, temel haklarına erişebilmesi, okula devam edebilmesi ve çocuk işçi olmaması bizim elimizde.
Görmezden gelmeyelim, kabul etmeyelim, harekete geçelim ve çocuk işçiliğine birlikte son verelim.
Çocuk işçi olamayacağını hep birlikte söyleyelim çünkü Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil!
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.