Adıyaman Sivil Toplum Dayanışma Grubu’nun hazırladığı, 6 Şubat Depremleri ardından edinilen sivil toplum deneyimlerini kolektif hafızanın bir parçası haline getirmeyi hedefleyen, Adıyaman Sivil Toplumu Anlatıyor isimli kitapta Hayata Destek olarak biz de deneyimlerimizi paylaştık. Acil durum operasyonu sürecinde Adıyaman’da saha koordinatörümüz olarak görev yapan Asuman Şahin ve Adıyaman ekibimizin lojistik takım lideri Nurhak Geçer’in kaleme aldığı yazıda, afet lojistiği deneyimlerimizi aktardık.
Hayata Destek, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaş’ta meydana gelen ve Adıyaman’da büyük bir yıkıma yol açan depremlerin ardından, 9 Şubat 2023 itibariyle Adıyaman’da çalışmalar yürütmeye başlamıştır. Hayata Destek’in afetin ardından Adıyaman sahasında yürüttüğü çok sektörlü çalışmalar şu şekilde sıralanabilir: su, sanitasyon ve hijyen ihtiyaçlarına cevap vermek, temel ihtiyaç malzemelerinin depremden etkilenmiş kişilere ulaştırılmasını sağlamak, ruh sağlığı ve psikososyal destek aktiviteleri yoluyla afetin bireyler üzerindeki etkilerinin hafifletilmesini sağlamak, nakit destek projeleri yoluyla afetten etkilenmiş grupları desteklemek, yerel topluluklar tarafından hazırlanan afet sonrası iyileşme ve afetlere hazırlık temelli projeleri desteklemek.
Tüm insani yardım müdahalelerinde, şehrin çeperinde ya da kırsalda yaşayan ve hizmetlere erişimde güçlük çeken kişilere/gruplara erişme hedefi önceliklendirilmiştir. Afet sonrasında hasar ve yıkımın hayli yüksek olduğu Adıyaman’da şehir hayatının rutin akışı sekteye uğradığı için mobil çalışma sistemi uygulanmış, ayrıca hem insani yardım çalışanlarının konaklaması ve hem de operasyonların yönetilmesi için bir yaşam ve çalışma alanı kurulmuştur.
Afet Lojistiğini Yeniden Düşünmenin Önemi
Altyapı ve üstyapının büyük oranda hasar gördüğü veya tamamen kullanılamaz hale geldiği, etkilenmiş nüfusun ise tüm şehir coğrafyasına yayılmış olduğu Adıyaman’da, kaynaklara erişim hayli güç hale gelmiş; sosyal ve ekonomik hayatın çöktüğü bir düzlemde insani yardım operasyonu yürütülmeye başlanmıştır. İhtiyaçlara hızlı cevap verebilmek için tüm insani yardım operasyonunu afet sahasının içinde yönetmek ve uygulamak gerekmiştir. Bu durum, böylesi afet koşullarındaki insani yardım çalışanlarını da afetin doğrudan etkileneni haline getirmiştir.
Deneyimlenen süreç, hem afet lojistiğinin önemini gündeme getirmiştir, hem de rutin süreçlerde işletilen proje yönetim sistemlerinin afet sürecine uyarlanması ve revize edilerek geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Afet sürecinde şehirdeki yapılar, şehrin ekonomisi, sosyal ve kültürel hayatı yıkılırken, bildiğimiz standart operasyonel proje yönetim sistemleri ve ilişkilenme biçimleri de yıkılmıştır.
Bu yazı, Hayata Destek Derneği’nin Adıyaman saha operasyonunu yöneten ve yürüten ekip tarafından kaleme alınmış; hem bireysel deneyimleri hem de sahadaki farklı insani yardım kuruluşlarının çalışma prensibini göz önünde bulundurarak, afet lojistiğinde imkânları ve zorlukları tartışmak, aktif afet süreçlerinde proje yazım ve uygulama süreçlerine yeni bir bakış açısı sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
Bu metnin amacı afet lojistiğinin nasıl yürütülmesi gerektiği üzerine teknik bilgiler vermek değildir. Amacımız, Adıyaman sahası gibi çok sektörlü, büyük, dağınık bir coğrafyada çalışan, geniş bir ekip olarak Hayata Destek’in bu sahadaki yaşam alanı ve ofis alanı kurulumu ve proje süreçlerindeki deneyimlerini, sahadaki diğer insani yardım kuruluşlarının lojistik deneyimleriyle birlikte aktarmaktır.
Afet Lojistiğinin Öncelik Alanları
Afet lojistiği evrensel standartlarda bir kaç evreden oluşmaktadır. Bu evreler şunlardır:
- Afetlere hazırlık sürecinin planlanması,
- Afet müdahalesinde altyapı ve lojistik süreçlerin kontrolü,
- Güvenli yol haritalarının çıkarılması ve insani yardım profesyonellerinin güvenliğinin sağlanması,
- Tedarik süreçlerinin ihtiyaç bazlı ve zamanında sağlanması ve ihtiyacı olan gruplara ulaştırılması
- İnsani yardım ihtiyaçlarının güvenli, sürdürülebilir, adil ve hesap verebilir şekilde etkilenmiş nüfusa ulaştırılması,
- Depo ve stok yönetimi,
- Farklı paydaşlar arası bilgi yönetimi ve deneyim paylaşımı,
- Sahada çalışan ekiplerin operasyon yürütülen alanlarda güvenliğinin sağlanması
- Tespit edilen etkilenmiş nüfusun güvenlik risk analizinin hazırlanması.
Yaşam ve Operasyon Alanı Kurmak
Afet alanında çalışmanın birkaç farklı yöntemi bulunmaktadır ve farklı kriterlerle bu çalışma yöntemlerinden biri seçilebilir. Neredeyse tüm şehrin hasar gördüğü ve süregelen ihtiyaçların olduğu bir sahada ihtiyaçlara hızlı cevap verebilmek, topluluk ilişkisini güçlü tutabilmek ve afet bölgesine ulaşım süresinden tasarruf edebilmek için ilgili afet sahasının merkezinde çalışma yürütmek, tercih edilebilecek yöntemlerden bir tanesidir. Bu durumda hem insani yardım ekiplerinin konaklayabilmesi için bir alan hem de operasyonun yürütülebilmesi için bir ofis alanının kurulması gerekmektedir. Ancak özellikle büyük ölçekli afetlerin ilk zamanlarında yalnızca çadırlarda konaklama imkânı bulunmaktadır; hem mevcut hem de değişen ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak uygun alanlar kurulması gerekmektedir.
Afetin ilk dönemlerinde ihtiyaç çok fazla olduğu için tedarikçi bulmak ve yeterli kalitede ürüne erişmek oldukça güç olmuştur. Yaşam alanı kurulumunda ilk karar verilmesi gereken, uygun lokasyonun neresi olacağıdır. Şehirde uzun süre devam etmesi muhtemel olan yıkım süreçleri, toza maruz kalmaktan ötürü yaşanabilecek problemler, şehir merkezinde hem trafik hem de moloz taşımadan kaynaklı trafik tehlikeleri göz önüne alınarak, insani yardım ekibi için güvenli ve korunaklı bir konum belirlemek gerekir. Bu sebeple saha operasyonunu aksatmayacak, merkezi ancak şehir merkezinin ve olası olumsuz etkilerin uzağında bir alana kurulum yapılması tercih edilmelidir. Ancak bu tür alanlarda altyapının bulunması, güvenli bir alan olması, örneğin heyelan bölgesi veya baz istasyonu yakını olmaması gibi dikkat edilmesi gereken başka hususlar da vardır.
Böyle bir alana hijyen standartlarının sağlanması ve yaşamın kurulabilmesi için öncelikle altyapı çalışması yapılması gerekmektedir. Öte yandan bu süreçte hizmet alımı yapılacak ustalar ve teknik kişiler de afetten etkilendiği için, özellikle akut dönemde bu kişileri bulmak oldukça zordur. Sonrasında da ustalar ve teknik kişiler tüm şehirde yeniden başlatılan inşaatlar dolayısıyla yoğunlaşacağı için, kişi bulma problemi devam edebilmektedir.
Operasyon ekibinin çalışabileceği ve konaklayabileceği sağlıklı bir alan yaratılması için yaşam konteynerlerinin alınması, ofis alanının kurulması gerekmektedir. Bu alanların tümünün ısıtma, soğutma, aydınlatma vb. tüm ihtiyaçları elektrik sistemine bağlı olacaktır. Bu nedenle tedarik edilecek ekipmanların, mevsim değişikliklerini de hesaba katıp, mevcut tüm ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak hesaplanması ve uygun bir elektrik altyapı sistemi kurulması, güvenli bir alan kurmak için elzemdir. Konteyner ne yazık ki çok sağlam bir yapı olmaması nedeniyle uzun süreli yaşama uygun değildir. Bu nedenle düzenli tadilata ihtiyaç duymaktadır ve yaşandıkça yeni ihtiyaç alanları ortaya çıkmaktadır.
“Afet şartlarında operasyonel gider kalemi genişletilmeli.”
Yaşam ve çalışma alanlarının iyileştirilmesi sürecinde proje bütçeleri oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Normal şartlarda, proje bütçeleri önceden belirlenmiş aktivite türüne göre değişkenlik gösterse de farklı oranlarda operasyonel gider ve aktivite gideri olarak bölünmektedir. (Örn: % 25/-%75, %30-%70, %35-%65) Ancak afet ve acil durum sahalarındaki çalışmaların yürütülebilmesi için operasyonel giderler rutin saha operasyonlarından çok daha fazla ve süreklidir. Bir ofis çalışmasının bütçelendiği gibi bütçelenmemesi gerektiği, ihtiyaçların sürekliliğinin olduğu, tamirat-tadilat, ekipman, yeni ekipman ve mobilya/malzeme ihtiyacının olabileceği, hele ki afetin etkisinin azalmasını takiben çalışanların hem iyilik halinin sağlanması hem de minimum sağlıklı yaşam koşullarının çalışanlara sunulabilmesi için iyileştirme çalışması yapılması gerektiğini öngörmek önemlidir. Bu nedenle, ilgili operasyonel bütçe kalemlerinin rutin süreçlerdeki projelerden daha geniş bir yüzdelikle temsil edilmesi gerektiği ve bunun savunuculuğunun önemi fark edilmiştir.
İnsani Yardım Profesyonellerinin İyilik Hali İçin Lojistik Gereklilikler
Akut afet döneminin ardından, insani yardım ekiplerine sahada sağlıklı bir yaşam ortamı sunabilmek için Dünya Sağlık Örgütü’nün (World Health Organization/WHO) sağlık tanımı referans olabilir. Bu tanıma göre sağlık, “yalnızca hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir”. Afet sonrası kurulan alanlarda çalışanlara güvenli bir şekilde sosyalleşebilecekleri alanlar, yalnız kalınabilecek alanlar, uygun koşulların sağlandığı bir özel alan, kişilerin kendi yemeklerini yapabilecekleri alanlar, spor yapabilecekleri uygun alanlar, çalışma ve kendini gerçekleştirme sürecini destekleyici çeşitli alanlar yaratılması gerekmektedir. Bu imkânların elbette afetin akut döneminde sağlanması gerçekçi değildir ancak takip eden süreçte yaşam ve çalışma alanlarının iyileştirilmesi üzerine çalışmalara devam etmek elzemdir.
Afet Lojistiğinde Elzem Bir Kavram Olarak Güvenlik
“Güvenli alan ve rota tespiti için günlük veri sağlayacak ortak bir yapı mümkün mü?”
İnsani yardım ekiplerinin afet sahalarında çalışması ekipleri hem ruhsal hem fiziksel olarak oldukça etkilemektedir. Meslek hastalıkları da dâhil olmak üzere, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında pek çok önlem alınması gerekebilir. Bu tür sahalarda lojistik ekiplerinin bir diğer görevi de güvenliğin sağlanması ve risk tespiti sayesinde olası negatif sonuçların hafifletilmesidir. Bu bağlamda ekiplerin fiziksel güvenliğinin sağlanması için detaylı çalışma yapılması gerekmektedir. Bina yıkıntıları ve molozların bulunduğu deprem sahasındaki bir çalışma ortamında hangi yolların kullanılabilir olduğu, hangi yollarda yıkım olduğu bilinmeli; eğer kamu kaynakları tarafından paylaşılıyorsa yıkımlar önceden bilinmeli ve hareket rotaları buna göre belirlenmelidir. Bu da güvenlik önlemleri için ayrı bir ekibin kurulması ve güvenli rota takibinin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Elbette her sivil toplum kuruluşunun böyle bir kapasitesi bulunmayabilir ve hatta her kurumun kendi çalışmasını yapması mükerrer enerji sarfedilmesine neden olabilir. Bu riske karşı afet sahalarında çalışan kurumlara günlük olarak veri sağlayabilecek ortak bir yapının bulunması ve günlük saha taraması yoluyla güvenli alan ve rota tespiti yapılarak sahada çalışan kurumlarla paylaşması, hem verimli kaynak yönetimi hem de afet sahasında çalışan kurumlar için güvenli çalışma alanı yaratmak adına anlamlı bir çaba olabilir.
Yürütülecek Operasyonun Planlama Aşamasında Lojistiğin Önemi
Sahada pek çok alan birbirinden uzaktır ve erişilmesi güçtür. Özellikle çeperde kalan alanlar, kırsal bölgeler afetler sonrasında sunulan desteklere en az erişebilen grupların yaşadıkları alanlardır. Adıyaman, coğrafyası gereği birbirine uzak, zorlu mevsim şartlarına maruz kalan, heyelan riski yüksek, özellikle afetten sonra yol erişiminin yer yer kesildiği veya düşen kayalar sebebiyle yolları kapanmış pek çok yerleşim yerine sahiptir. Bu süreçte herhangi bir alana operasyon başlatmadan önce, lojistik ekiplerinin sahayı ziyaret etmesi, gidiş rotasını çıkarması, alana ne tür araçlarla gidilebileceğini netleştirmesi gerekmektedir. Keşif yolculuğunda coğrafi imkânların ne olduğu bilinmediği için her sahaya arazi aracıyla çıkılmalı ve en sağlıklı rota belirlenmelidir. Bu keşif ziyareti sırasında hangi tür araçların bu yol için uygun ve güvenli olacağı kararlaştırılmalıdır.
Sahada çalışma kararı ne yazık ki sadece ihtiyaç temelli verilememektedir; lojistik ekiplerinin öneri ve görüşleri de güvenli bir çalışma alanı yaratabilmek için elzemdir. Deprem gibi yapı kayıplarının olduğu bir alanda etkinlik ve aktivitelerin yürütülebilmesi için mobil karavan ve konteyner gibi ekipmanlara ihtiyaç duyulmuştur. Bu araçların çalışması, planlanan alanlara götürülüp götürülemeyeceği, götürüldüğünde kurulumunun nasıl yapılacağı gibi konular doğrudan lojistik ekipleriyle çalışılmalıdır. Dolayısıyla herhangi bir ruh sağlığı ve psikososyal destek (MHPSS) veya nakit destek çalışmasının hangi sahada nasıl yapılacağına veya yapılıp yapılmayacağına yönelik kararlar alınırken, lojistik ekiplerinin program uzmanlarıyla birlikte çalışması gerekmektedir.
Yanı sıra, bu alanlara sürüşlerin şoförler tarafından yapılması güvenlik açısından önemlidir. Ne yazık ki bütçeyle bağlantılı insan kaynağı sınırlılıklarından dolayı pek çok proje sürecinde, şoför pozisyonlarının yerine araç kullanabilen insani yardım çalışanlarını ikame etmek seçeneği düşünülebilmektedir. Ancak araç sürme konusunda profesyonel olan, iş tanımı ilgili aracın ihtiyaçlarını karşılamak, rotayı güvenli bir şekilde sürmek ve ekiplerin güvenliğini sağlamaktan sorumlu şoför ekiplerinin bulunması, yalnızca iş yükünün eşit bölüşümü için değil, aynı zamanda tüm ekibin güvenliği için de önemlidir.
Teknik Bilginin Operasyonel Süreçlerde Gerekliliği Üzerine
Su, Sanitasyon ve Hijyen (WASH) ihtiyaçları kapsamında yapılan duş, tuvalet, su arıtma cihazı, su tankı kurulumu gibi pek çok çalışmada, saha analizleri sonucu çalışma kararı verilir; ardından sürdürülebilir bir destek sağlamak için ilgili alanda altyapıyla nasıl bağlantı kurulacağının kararı lojistik ekipleri tarafından alınır ve planlamalar buna göre yapılır. Özellikle hızlı tedarik ve alanın ihtiyacına göre kurulum yapılması için yer yer yerel modeller geliştirilmesi gerekmektedir. Bu süreçlerde de malzeme bilgisi ve teknik bilgi ile model üretilmektedir. Lojistik ekiplerinin malzeme bilgisi ile yerelden hızlı şekilde tedarik edilebilecek malzemeleri bularak değişen mevsim koşullarına göre kurulan üniteleri iyileştirmeye yönelik çalışma yapması, afetlerden etkilenmiş kişilerin insan onuruna yakışır ve herkes için erişilebilir şekilde desteklere ulaşmasını sağlamaktadır. İhtiyaçların sürekli değiştiği, öngörülemez çalışma ortamlarında teknik imkânlar ve alanın gerçekliği göz önüne alınarak hızlı ve pratik çözüm üretebilmek gerekir. Bu da ancak teknik bilgisi gelişmiş ve ideal beklentilerin ötesinde, ilgili alanın gerçekliğini iyi analiz edebilen teknik kişilerle mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla hem bilgisi hem de ekipmanları ile donanımlı lojistik ekipleri afet müdahalesinin en önemli bileşenleridir.
Ürün Stoklama ve Depo Yönetimi
Afetler sonrasında çok yoğun şekilde temel ihtiyaç dağıtımı yapılmaktadır ve bu süreçte en önemli konulardan biri depo-stok yönetimi ve bununla bağlantılı olarak gıda güvenliğidir. Öncelikle güvenli, hem operasyon alanlarına yakın hem de çok uğrak olmayan bir noktada depo kurulması gerekmektedir. Bu depoların araç giriş-çıkışı ve farklı boyutlardaki araçlara uygun olması, eğer farklı boyutlardaki araçlar için uygun bir alan bulunamıyorsa da gelmesi muhtemel ürünlerin depo alanına taşınmasını sağlayacak alternatif yolların olduğu bir depo alanının seçilmesi oldukça önemlidir. Güvenli bir alan bulmak, bölgenin sosyo-kültürel yapısını iyi değerlendirmek ve olası riskleri önden hesap edebilirlikle mümkündür. Böylece afetten etkilenmiş kişilere ulaştırılması gereken insani yardım malzemeleri zarar görmeden saklanabilir ve ilgili yerlere ulaştırılabilir. Afet dönemlerinin en önemli özelliği, ihtiyaçların sürekli ve hızlı bir şekilde değişmesi ve bu değişime ayak uydurma gereksinimidir. Bu süreçte ürünlerin saklandığı depoda uygun alanlar yaratmak ve ihtiyaç analizine göre değişebilecek alımları hem takip etmek hem de gerektiğinde depolama imkânlarını bu değişen ihtiyaçlara göre kurgulamak önemlidir. Örneğin sıcaklık, nem, buhar dengesi ve temizlik ihtiyaçları gözetilerek kurgulanmış bir depo alanında yanıcı malzemeleri en öne, doğrudan yanıcı olmasa da herhangi bir yangında tetikleyici olabilecek (temizlik malzemeleri gibi) ürünleri en uzağa koymak, ürünleri son tüketim tarihlerine göre depolarken yeni gelen ürünlerin son tüketim tarihlerine göre düzenli yer değişikliği yapmak, gıda ürünleri ve gıda dışı ürünleri ayrı yerlerde stoklamak ve ürün tiplerine göre alanı bölmelere ayırıp iş verimliliğini sağlamak önemlidir. Depo yönetiminde bu eylemlerin gerçekleştirilebilmesi için iş makinelerini kullanabilecek yetkinlikteki kişilerin istihdamı da, işe alım sürecinde gözetilmesi gereken bir unsurdur. Yanı sıra alan içindeki tüm hareket ve operasyon kurallarının olası güvenlik riskleri göz önüne alınarak önden planlanması ve tüm depo yönetim süreci boyunca titizlikle uygulanması gerekmektedir. Sahada yapılan ihtiyaç analizi çalışmaları hakkında lojistik ekiplerinin düzenli olarak bilgilendirilmesi, depo-stok yönetimi ve ihtiyaca göre yeni ürünlerin tedarik sürecinin başlatılması için önemlidir.
Afet Sürecinde Hazırlanacak Projeler İçin Öneriler
- Yaşam alanı ve operasyon merkezi kurmanın gerekli olduğu durumlarda, öncelikle güvenli alanların tespit edilmesi, ilgili alanların kurulumu için gerekli ihtiyaçların ve ülkenin farklı bölgelerindeki olası tedarikçilerin önden belirlenmesi ve hızlı bir tedarik sürecine geçilmesi gerekmektedir. Kurulum yapılacak alanlar seçilmeden önce olası kısa, orta ve uzun vadeli riskler tespit edilmeli ve ilgili alan buna göre belirlenmelidir.
- Lojistik ekiplerinin yaşam ve operasyon alanı kurarken önceliklendirmesi gereken konular insani yardım ilkelerine uygun şekilde afetlere müdahalede temel kaynak olarak kullanılan Sphere standartları kitapçığı[1] ile eşgüdümlü gitmelidir. Çünkü afet sahalarında yürütülen müdahalelerde en elzem konulardan biri insani yardım profesyonellerinin afetten etkilenen kişilere dönüşmesini engellemektir. Bu nedenle insani yardım çalışanlarını ilk, orta ve ileri düzeyde koruyucu mekanizmaların önden hesaplanması ve uygun yöntemlerin belirlenmesi gerekmektedir.
- Çalışma yapılan ve yapılacak alanların ilgili profesyonel ekiplerden önce lojistik ekipleri tarafından ziyaret edilmesi ve uygun koşulların bu ekipler tarafından belirlenmesi gerekmektedir. İlgili alana hangi araçlarla, hangi hava şartlarında ve hangi imkânlarla operasyon başlatılabileceğiyle ilgili temel başvuru noktası lojistik ekipleri olmalıdır. Bu noktada araziye uygun araç seçimi, güvenli sürüş için lojistik ekiplerin yeterli kadrolarının olması önemlidir. Ayrıca ilgili kişilerin fiziksel ve toplumsal riskleri analiz etme konusunda yetkin kişiler olmasına da önem gösterilmelidir. Sahada güvenlik ihtiyaçları yalnızca operasyonun yürütüleceği alanlarla sınırlı değildir, aynı zamanda ilgili alana nasıl ve hangi rota üzerinden ulaşılacağı da büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple kolektif bir sivil toplum yapısı elzemdir. Güvenli rota belirlemede ortak lojistik ekip çalışması işlevsel bir öneri olabilmektedir.
- Kaynakların kıt hale geldiği ve imkânların azaldığı noktalarda ortak tedarikçi havuzları oluşturarak ve tedarikçi ile ilgili iş sahibini denkleştirerek yerel ekonominin güçlenmesini ve ihtiyacın hızlıca temin edilmesini sağlayan alternatif koordinasyon yapılarının kurulması, hem müdahalede verimliliğe hem de hızlı sonuç almaya neden olabilmektedir.
- Afet dönemi müdahale yönetiminin çok büyük bir kısmı, değişen ihtiyaçlara yönelik hızlı ve yerele uygun teknik yeterlilikle çözüm üretebilme kapasitesine bağlı olarak şekillenmektedir. Bu sebeple teknik bilgisi gelişmiş, malzeme bilgisi olan ve yaratıcı bireylerin insani yardım müdahalesinde rol alması, ihtiyaçların verimli bir şekilde karşılanması için önemlidir.
- Dikkatli bir depo ve stok yönetimi, insani yardımın insan onuruna yakışır şekilde ve en yüksek verimle yapılabilmesini sağlar. Bu nedenle bu süreç, insani yardımın evrensel standartlarına bağlı şekilde yürütülmelidir.
- Bu afet süreci bize gösterdi ki kurumlar insani yardım aktörü olmasa da afet müdahalesinde yer alıyor ve pek çok başarılı işe imza atıyor. İdealde insani yardım organizasyonlarının afet ve kriz yönetimi yapabilecek bilgi ve deneyime sahip lojistik çalışanlarını kendi bünyelerinde tutmaları veya lojistik ekiplerini bu konuda güçlendirmeleri beklenir. Ancak aynı beklentiyi insani yardım alanında çalışmayan kurumlardan beklemek ne yazık ki gerçekçi değildir. Uluslararası organizasyonlar ve yapılar losjistik alanındaki kapasiteyi güçlendirmek adına sertifikalı eğitim programları düzenleyip lojistik ekipleri ile afet süreci haricinde de bir koordinasyon yapısı kurabilirler, acil durumlarda bu koordinasyon yapısı üzerinden ilgili profesyonellere erişim sağlanabilir.
Asuman Şahin
Nurhak Geçer
[1] https://spherestandards.org/wp-content/uploads/Sphere-Handbook-2018-Turkish.pdf
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.