Türkiye’de 11 ili ve 9 milyondan fazla insani doğrudan etkileyen 6 Şubat Depremlerinin üstünden 10 ay geçti. Kasım ayı verilerine göre, resmi geçici barınma alanlarındaki nüfus yaklaşık 440 bin kişi. Gayri resmi barınma alanlarında ise yaklaşık 100 bin kişi yaşıyor ve bu barınakların %90’ı dağınık halde bulunuyor*.

Uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen projemizde, depremden en çok etkilenen illerden Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta yaşayan kişilerin temel hizmetlere ulaşması için çalışıyoruz. Bu hizmetler arasında, psikolojik ve psikososyal destek çalışmalarıyla temiz su ve hijyen koşullarının sağlanması önceliğimiz.

Yaklaşık 9 bin kişinin hayatını kaybettiği, 8 bin kişinin ağır yaralandığı Adıyaman’dayız. Deprem nedeniyle göç hem başka şehirlere hem de merkezden köylere, kırsal bölgelere yaşandı. Köylerde kapasitenin çok üzerinde nüfusun yaşaması, altyapı ve ihtiyaçlara erişimlerde soruna neden oluyor. Dolayısıyla biz de insani yardım müdahalemizi, özellikle kırsal bölgelerde yaşayanlara yönelik şekillendiriyoruz.

Gölbaşı, bu bölgelerden biri. Merkeze 65 kilometre uzaklıktaki ilçede bir konteyner kentte yaşayan Fatima’yla* tanışıyoruz. Fatima’nın yaşadığı barınma alanı, yaklaşık 850 Suriyeli aileye ev sahipliği yapıyor. Hemen karşısında bulunan başka bir konteyner kentte de yaklaşık 850 yerli aile kalıyor. İki topluluk arasında bazı gerginlikler yaşanınca barınma alanları ikiye ayrılmış ve aralarına çit çekilmiş.

Fatima konteynerinin dışına küçücük bir bahçe yapmış. Plastik pet şişelerden yaptığı saksıların içinde türlü türlü bitki ve çiçek var. 10 yıl önce İdlib’den Türkiye’ye gelen Fatima’nın eşi, Suriye’deki savaşta hayatını kaybetmiş. 9 çocuğuyla Türkiye’de yeni bir hayata kuran Fatima, 10 ve 16 yaşındaki iki çocuğuyla konteynerde kalıyor.

Yaşadıkları bina yıkılınca bir müddet oğlunun çalıştığı sanayi bölgesindeki dükkânda barınan aile, yaklaşık 6 aydır da konteyner alanında yaşıyor. Fatima, hayatın getirdiğini iyisiyle kötüsüyle kabul eden ve her durumda haline şükreden bir kadın. Depremden önce de sosyal yardımla geçinmelerini ‘durumumuz iyiydi’ diye anlatıyor; yaşadığı konteynerde, yıkılan binadan çıkarabildikleri tek şeyi, bir minder oturma takımını gösterip, ‘evimiz, eşyamız kalmadı ama şükür ki iyiyiz, alıştık’ diyor.

Gölbaşı’nda özellikle afetten etkilenen kişilerin temiz su ve hijyen koşullarına ulaşması için çalışıyoruz. Bu kapsamda seyyar tuvaletler kuruyor, hanelerin ev ve kişisel temizlik ihtiyacını karşılayacak hijyen paketleri ve kadın bakım paketleri dağıtıyoruz. Ulaştırdığımız temizlik ürünlerinin nasıl kullanılacağı ve çevremizi nasıl temiz tutacağımızla ilgili bilgilendirme oturumları da düzenliyoruz. Fatima, bu bilgilendirme oturumlarına katılan danışanlarımızdan biri.

“Hayata Destek’in ismini ilk defa burada duydum, İlk olarak gelip temizlik paketleri dağıttılar. Artık onlar dışında gelen de yok. Bilgilendirme oturumları çok faydalıydı. Daha önce çocuklarım okuldan gelince direkt ayakkabıyla eve giriyordu, şimdi bunun olmaması gerektiğini biliyorum. Temizliğe dair broşürler dağıttılar, hepsine uymaya çalışıyoruz.”

Bilgilendirme oturumlarında sadece temizlik önlemleri değil, çocuk yaşta evliliğin zararları, cinsel sömürü ve istismarın önlenmesi gibi konularda da bilgi veriyoruz. Fatima, bu eğitimlerin de kendileri için çok faydalı olduğunu söylüyor.

Depremden etkilenen herkesin temel ihtiyaçlara ulaşabilmesi için daha uzun bir yol var. Biz Hayata Destek olarak, en kırılgan gruplardan başlayarak insani yardım müdahalelerimizi şekillendiriyoruz. Ve deprem bölgesinde ihtiyaç devam ettikçe hayata destek olmaya da devam edeceğiz.

*Kaynak: Hayata Destek acil durum raporu
**Danışanın ismi, özlük haklarını korumak amacıyla değiştirilmiştir.

Gözde Kazaz
İletişim Uzmanı / Adıyaman

Etiketler:

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left