Hatay’da kadınlara yönelik yürüttüğümüz bilgilendirme oturumlarının düzenleyicilerinden saha çalışanımız Emine, katılımcılarla görüştü. Ohoud, Maisa ve Fatma, oturumların sadece bilgilerini artırmanın ötesinde, kendilerini ifade edebilecekleri bir alan açtığı konusunda hemfikir.
Ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyi, kadın ve erkek arasındaki eşitlik seviyesini belirleyen tek değişken değil. Toplumun sosyal yapısı ve ön yargıları da bu eşitsizliği derinleştiren önemli faktörler. Tam da bu noktada amacımız toplumsal farkındalığı artırarak önyargıları ortadan kaldırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği zeminini güçlendirmek.
Hatay’ın İskenderun ilçesinde yürüttüğümüz proje kapsamında düzenlediğimiz bilgilendirme oturumlarında, danışanlarımızın toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalıklarını artırmayı, kaynaklara ve fırsatlara erişimini güçlendirmeyi, ekonomik yaşama eşit katılımlarını desteklemeyi hedefliyoruz.
‘Güçlü Kadınlar, Güçlü Nesiller, Güçlü Toplum’ diyerek yürüdüğümüz bu yolda, başlıca motivasyonumuz yararlanıcılardan gelen olumlu geri bildirimler. Sizinle bu oturumlara katılan üç danışanımızın; Ohoud, Maisa ve Fatma’nın aktardıklarını paylaşmak istiyorum.
Rahatça Konuşabilmek
Bilgilendirme oturumlarımıza düzenli katılımcılarından biri olan Ohoud ile sohbetimize, Hayata Destek Derneği ile tanışma hikâyesinden başlıyoruz. Ohoud 2012 senesinde 5 çocuğu ve eşi ile birlikte Türkiye’ye gelmiş. Pasaport işlemini yenilemek için kısa bir süreliğine Suriye’ye dönen eşi, orada hayatını kaybetmiş. Eşinin vefatı nedeniyle derin bir üzüntü içindeyken bir yandan da 5 çocuğu için mücadele etmesi gerekmiş. Tek ebeveyn olarak çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelir, çocuklarla ilgilenmesine de imkan sunacak bir iş, barınacakları bir ev, yiyecekleri yemek... Sorumluluklar listesi hayli uzamış. Zorlu bir toparlanma sürecinden sonra ayağa kalktığını ve 2017 senesinde bir insani yardım kuruluşunda gönüllü olarak çalışmaya başladığını söylüyor Ohoud. Kendisi gibi diğer kadınların da hayat mücadelelerine şahit olduktan sonra kendini daha güçlü hissettiğini ve gönüllü olarak çalışmaya devam ettiğini vurguluyor. Hayata Destek Derneği’ne de bir gönüllümüz sayesinde ulaşmış. Bilgilendirme oturumlarındaki paylaşım ortamı, bir mülteci ve bir kadın olarak haklarını öğrenmesine, zorluklarla nasıl başa çıkabileceğini daha net görmesine yardımcı olmuş. Her yeni oturuma şevkle geldiğini belirtiyor.
Oturumlara katılan diğer kadınlarda fark ettiği olumlu bir gelişmeyi de şöyle ifade ediyor Ohoud: “Dışarıda sorunlarını konuşmakta güçlük çeken kadınların bilgilendirme oturumlarından sonra görüşlerini rahatça dile getirdiklerini gördüm. Özgüvenimiz tazeleniyor. Bu beni oldukça mutlu etti.” Yan yana olmanın, sıkıntıları paylaşmanın, beraber çözümler düşünmenin tüm kadınlara iyi geldiğini belirtiyor ve ekliyor: “Yakın zamandan bahsedecek olursak, mesela ben de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğine katıldım, etkinlikte kadın haklarını konuştuk. O gün eve öyle mutlu döndüm ki çocuklarım bile bendeki değişimi fark etti.”
Psikolojik İhtiyaç
Başka bir danışanımız olan Maisa ise seneler önce, Türkiye’ye ilk geldikleri zamanlarda, bir sivil toplum kuruluşunda gönüllülük yaptığını; bilgilendirme oturumları için evini açtığını söylüyor. O dönemde de, şimdi olduğu gibi bu oturumlardan çok faydalandığını; bugün de evini bu etkinliklere seve seve yeniden açabileceğini belirtiyor ve ekliyor: “Bilgilendirme oturumlarından sonra oturuma katılan kadınların farkındalıklarının arttığını ve psikolojik olarak rahatladıklarını gördüm. Aslında konuşmaya çok ihtiyaç duyduğumuz ama konuşmaktan çekindiğimiz konular var. Konuşulamayan konular burada konuşulduğu için ayrıca çok teşekkür ederim.” Maisa’nın kastettiği ev içi şiddet, çocuk yaşta evlilikler, çocuk yaşta annelik gibi konular. Kadınlar bu oturumlarda başlarından geçenleri, tanık olduklarını, rahatsızlıklarını birbirleriyle paylaşıyor. Adeta eteklerindeki taşları döküyor. Bu paylaşım yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlıyor, psikolojik olarak onları güçlendiriyor.
Bilgiyi Yaymak
Bilgilendirme oturumlarımızın katılımcılarından bir diğeri olan Fatma da Suriye’deki savaştan seneler önce Türkiye’ye gelmiş ve Türkiyeli biriyle evlenerek vatandaşlık almış. Ama Fatma, vatandaşlığının bulunmasının hiçbir sıkıntısı olmadığı anlamına gelmediğini söylüyor; bir kadın olarak türlü zorluklar yaşadığını belirtiyor ama ayrıntı vermiyor. Ardından ekliyor: “Derneğinizle ilk tanışmam komşum sayesinde oldu. Kadınlarla çalışmalar yaptığınızı görmek beni çok mutlu etti. Bazı haklardan hiç haberim yoktu, öğrendim. Bu oturumlarda öğrendiklerimi etrafımdaki herkese anlatıyorum.”
Bizler de kadınlardan aldığımız olumlu geri bildirimlerle, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yer aldığı her yerde, özellikle kadınlar ve kız çocuklarına karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefliyor, daha iyi bir gelecek için güçleniyor ve yeni bilgilerle besleniyoruz. Biliyoruz ki birlikte güçlüyüz…
Emine Çelik Çökmez
Saha Çalışanı / Hatay
Editör: Çiğdem Güner
Kurumsal İletişim Uzmanı
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.