Pandemi sürecinde tüm sektörler, çalışma metotlarını olağanüstü dönüşümlere uydurmaya çalıştı. Biz de insani yardım alanında çalışan bir kurum olarak, bu beklenmedik yeniliğin getirdiği şartlara uyum sağladık. Peki bunu nasıl yaptık?
Ben Abdullah Önder Özkul. Hayata Destek’in Diyarbakır şubesinde proje yöneticisi olarak çalışıyorum. Diyarbakır’da insani yardım çalışmaları kapsamında BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’in desteğiyle çocuk işçiliği ile mücadele projesini ve Almanya merkezli insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak mültecilerin kamusal hak ve hizmetlere erişimlerinin artırılması projesini yürütüyoruz. Pandemi sürecinde özellikle mültecilere yönelik çalışmalarımızda önemli deneyimler kazandık, kendimizin ve diğer paydaşlarımızın kapasitelerinin gelişmesini sağladık. Size kısaca bu deneyimimizden bahsetmek istiyorum.
Mültecilere yönelik projemizde temel amacımız, onların yaşam standartlarını arttırmak, hak ve hizmetlere erişimlerini sağlayarak topluma etkin katılımlarını desteklemek. Proje faaliyetleri Avrupa Birliği tarafından Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları aracılıyla finanse ediliyor. Projenin bir ayağında, mülteci topluluğa yönelik bireysel koruma ve kapasitelerini geliştirme faaliyetleri yürütürken; bir yandan da insani yardım alanında çalışan kişilerin, hizmet sağlayıcıların ve diğer paydaş kurumların kapasitelerini artırmayı hedefliyoruz.
KURUMSAL HAZIRLIKLAR TAMDI
Aslında Hayata Destek olarak, kurumsal kapasite geliştirme süreçlerine hayli aşinayız. Aşina olmadığımız durumsa aramıza sosyal mesafe koyan koşullardı. Kapasite geliştirme toplantılarını yüz yüze devam ettirirken, pandemiyle birlikte hayatımıza çevrimiçi kapasite geliştirme toplantıları girdi. Fakat sürece adapte olmayı başardık; çünkü çevrimiçi eğitimlerin duyurusunu hazırlama, başvuruların alınması, eğitimlerin düzenlenmesi, eğitimlerle ilgili ölçme ve değerlendirme sistemlerinin yönetilmesi gibi bir dizi konuda kendi kurumsal hazırlıklarımızı hızlı sayılabilecek bir sürede tamamladık.
Diyarbakır’da ilk çevrimiçi eğitimimizin duyurusunu Kasım ayında yaptık; Aralık ve Ocak aylarında da duyuruların ardından eğitimleri düzenledik. Mülteci hukuku, çocuk koruma ve insani yardım standartları gibi konularda verdiğimiz çevrimiçi eğitimlerde katılımcıların yoğun ilgisiyle karşılaştık. Bu da bizim için sürpriz oldu ve oldukça motive etti. Katılım talepleri beklentimizin üzerinde olduğu için elimizden geldiğince fazla kişiye ulaşabilmek amacıyla normalde 4 oturum yapmayı planlarken sayıyı 8 oturuma çıkardık.
YÜZLERCE KATILIMCIYA ULAŞTIK
Böylece bu süreçte yüzlerce kişiyle çevrimiçi platformlar aracılığıyla buluşmuş olduk. Sayılar da kapasite geliştirme eğitimlerine olan ilgiyi kanıtlar nitelikte: 2020 yılı boyunca Hayata Destek olarak 7 farklı temsilciliğimizin yönetiminde 36 eğitim düzenledik; 23 uzmanımız eğitmen olarak sorumluluk üstlendiği eğitimlerle toplam 1002 katılımcıya ulaştık. Bu oturumların büyük bir kısmı da ‘mültecilerin kamusal hak ve hizmetlere erişimlerinin artırılması’ hedefiyle yürüttüğümüz faaliyetler kapsamında yapıldı.
Beklenmedik durumlar, ani gelişen olaylar ve acil durumlara karşı hızla harekete geçmek, plan yapmak ve eyleme dökmek insani yardım sektörünün genetik kodlarında var. Biz de Hayata Destek olarak, pandemi döneminde tekrar bir sınava girdik ve umuyoruz ki hayatlarına destek olduğumuz kişilerin varlığıyla bu sınavdan başarıyla geçebildik.
Abdullah Önder Özkul
Hayata Destek/ Diyarbakır
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.