Deprem bölgesinde hala varlığını sürdüren hijyen ihtiyaçlarına cevap vermek için yürüttüğümüz alışveriş kart projesi devam ediyor. Hatay’da bir konteyner kentte yaşayan, 5 çocuk annesi Hafza, hem depremden sonra ayakta kalma hikayelerini, hem de desteğimizin hayatına etkisini anlattı.
Hafza*, savaşın başladığı 2011 yılında Suriye’den Türkiye’ye geldi. İlk çocuğu doğalı 11 gün olmuştu, kendisi 20 yaşındaydı. Eşiyle ilk durakları Hatay’da yeni bir yaşam kuran Hafza, burada 4 çocuk daha dünyaya getirdi. Bugün 12,10, 7, 4 ve 2 yaşlarında 5 çocuk sahibi.
Depremden önce, eşi bir fırında çalışan Hafza kendi kendilerine yetebildiklerini söylüyor; fakat deprem her şeyi olduğu gibi ekonomik durumlarını da değiştirmiş: “Eşim çalışırken istediğim şeyi gidip marketten alabiliyordum, ama bir senedir bir gün bile çalışamadı. Oğlum oruç tutuyor, dün benden çörek almamı istedi, onu bile alamadım, o kadar ağırıma gitti ki” diye anlatıyor durumlarını. Ailenin temel geçim kaynakları Kızılay’ın ESSN (Acil Sosyal Güvenlik Ağı) aylık sosyal yardım desteği ve devletten aldıkları kira desteği. Fakat Hafza, konteyner kente taşınmalarının ardından bu destekten de artık faydalanamayacaklarını belirtiyor.
YENİ ZORLUKLARLA KONTEYNERDE YAŞAM
Narlıca’da kirada oturdukları ev depremde tamamen yıkılan aile, bina yıkılmadan çıkmayı başardı. Uzun bir süre Narlıca’daki Zeytin Dalı gayri resmi barınma alanında yaşadılar; yaklaşık 1 ay önce de Üzümdalı’nda bulunan Hilal Kent konteyner alanına taşındılar. Aralık ayında açılan ve sadece mülteci ailelerin yerleştirildiği bu alanda, yaklaşık 2500 aile yaşıyor. ‘Çin tipi konteyner’ da denen, içinde tuvalet ve banyonun bulunmadığı tek odadan oluşan katlanır iki konteynerde yaşıyor 7 kişilik aile. Bir odayı yaşam alanı olarak, diğerini mutfak ve depo gibi kullanıyorlar. Çadır alanından daha temiz şartlar sunsa da yine de burada yaşamanın da zorlukları var: “Tüm alanda 10 tuvalet, 10 duş var. Tuvaletleri temiz bulmak zor oluyor. Bende 5 çocuk olunca tuvaleti de duşu da sıklıkla kullanmam gerekiyor. Ama bizim konteynerimize 500 metre uzaklıktalar. Hem mesafe zorluk, hem de özellikle geceleri gitmek çok dert oluyordu. Geçen hafta ışıklandırmayı yaptılar, şimdi biraz daha kolaylaştı.”
Hafza’yla Hayata Destek’in yolu, Narlıca’daki Zeytin Dalı gayri resmi barınma alanında kesişti: “Orada en çok tuvalet ve banyo konusunda sıkıntı çektik. Hayata Destek oraya tuvalet ve duş kurulumları yaptı. Yanımızda tek duran sizin derneğinizdi” diye anlatıyor bu ilk tanışmayı.
Hafza’nın yaşadığı gayri resmi barınma alanında tuvalet ve duş kurulumları yaptıktan sonra önce gıda paketleri, hijyen paketleri ve içme suyu dağıttık; ardından çadırları mevsim şartlarından korumak için palet ve hasır gibi malzemelerin dağıtımını yaptık. Ardından Hafza gibi ailelerin kendi hijyen ihtiyaçlarını belirleyip alabilmesi için, World Vision Syria Response ile ortaklaşa yürüttüğümüz hijyen ihtiyaçları için alışveriş kartı projesine başladık.
“EN ÇOK KÜÇÜK KIZIM İÇİN LAZIMDI”
Bu proje kapsamında dağıtılan kartlara yüklenen nakit yardımı sayesinde Hafza, 3 aydır Narlıca’daki anlaşmalı bir marketten hijyen ihtiyaçlarını temin edebiliyor: “En çok 2 yaşındaki kızım için bez, ıslak mendil ve peçete aldım. Şampuan, deterjan, çamaşır suyu alıyorum. Kart bu açıdan çok önemliydi, çünkü bize burada herhangi bir hijyen malzemeleri dağıtılmıyor. Bu kart olmasa ihtiyaçlarımı alamazdım.”
Toplam 4 ay sürecek bu nakit kart desteği sayesinde Hafza, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Sonrası, şimdilik belirsizliklerle dolu. En büyük isteği kocasının iş bulabilmesi, çocuklarının okullarına rahatça devam edebilmesi. Bir de gıda sıkıntısı çekmeden yaşayabilmek.
*Danışanın ismi, özlük haklarını korumak amacıyla değiştirilmiştir.
Gözde Kazaz
İletişim Uzmanı / Hatay
Fotoğraf: Özgür Doğan
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.