Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi pek çok alandaki adaletsizliklerden besleniyor. Kadınların güçlenmesi tam da bu yüzden tüm bu alanlarda iyileştirmeler ve savunuculuk çalışmaları gerektiriyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde başlayıp 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ne kadar devam edecek olan 16 Günlük Aktivizm kampanyası süresince, kadınların eşitliğini savunmanın tam zamanı.
Biz de Hayata Destek olarak, gerek koruma çalışmalarımızla, gerek bilgilendirme oturumlarımızla, gerek de geçim kaynaklarına erişim projelerimizle kadınların güçlenmesine destek oluyoruz. 16 Günlük Aktivizm kampanyasını vesile bilerek kadınların hikâyelerinin izinden gidiyoruz; hakları bilmenin, hizmetlere erişebilmenin, şiddetten uzak bir yaşam kurup kendi ayakları üzerinde durabilecek geçim kaynaklarına sahip olabilmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyoruz.
Faaliyet gösterdiğimiz 9 sahadan biri olan Hatay’a gidelim. Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre, İstanbul ve Gaziantep’in ardından Suriyeli nüfusunun en yoğun olduğu yer olan Hatay’da, 437 bin 823 Suriyeli yaşıyor ve bu sayı nüfusun yaklaşık %27’sine tekabül ediyor. Özellikle mülteci destek programımız kapsamında en yoğun çalıştığımız sahalardan biri olan Hatay’da bu sene Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), UNICEF ve Danimarka Mülteci Konseyi’nin (DRC) finansal desteğiyle çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar arasında danışanlara yönelik bilgilendirme oturumları, psikolojik ve psikososyal destek, hukuki destek vaka takibi gibi pek çok destek mekanizmasının yanı sıra komiteler, savunuculuk faaliyetleri ve koruma izleme raporları da yer alıyor.
Hatay’da ilk durağımız toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı hakların anlatıldığı bilgilendirme oturumu. Sosyal çalışmacı arkadaşımızın verdiği bilgilerin ardından katılımcılardan biri “çocukların ve kadınların da erkekler gibi hakları olduğunu, bir de şiddetle karşılaşırsam susmaman gerektiğini öğrendim”diyor. Bunun üzerine bir başka katılımcı da yakınları arasında çok şiddet gören olduğunu ama daha fazla şiddet görme korkusundan sessiz kaldıklarını belirtiyor.
Oturum sonunda, katılımcılar koruma ekiplerimizle görüşmek için ayrılırken biz de bu oturuma onların gelmesini sağlayan gönüllümüz Meiyyede’yle bir araya geliyoruz. Meiyyede, Hayat Destek’in mülteci topluluğa erişim çalışmalarında önemli bir yeri olan topluluk gönüllüleri ekibinin bir üyesi.
STK Gibi Bir Kadın: Meiyyede
Enerjisi tüm odayı dolduran Meiyyede, Suriye’de 25 sene öğretmenlik yaptıktan sonra 3 çocuğu ve eşiyle birlikte 7 sene önce İdlib’den geldi. ‘Yaşımı sormayın, söylemem’, diyerek gülen Meiyyede, Hatay’a geldikten sonra 7 sene boyunca geçici eğitim merkezlerinde öğretmenlik yaptı. Fakat kendisi, projede şu anda yaşanan sıkıntılardan dolayı bir süredir maaş alamadığını söylüyor.
Meiyyede’nin hikâyesi aslında kişiler arası destek ve dayanışma mekanizmalarının sivil toplumla nasıl kesişebileceğinin güzel bir örneği. Öğretmenlik yaptığı dönemde sınıfındaki velilerle kurdukları, ihtiyaç karşılamaya ve dayanışmaya dayalı 10 kişilik Whatsapp grubunda bugün 200 üye var. Grup o kadar yayıldı ki etrafındakiler Meiyyede’ye ‘Hangi dernekte çalışıyorsun?” diye sormaya başladı. Neticede Hayata Destek Hatay ekibi, Meiyyede’ye ulaştı. Bugün Hayata Destek gönüllüsü olan Meiyyede, hem eğitimlerimize katılıyor hem de ihtiyaç talebi olan kişileri Hayata Destek’e yönlendiriyor. Meiyyede, katılan kişilerden çok olumlu geri dönüşler aldığını belirtiyor:
“Kadınlar haklarını öğrendikleri oturumların ardından psikolojik olarak da rahatlamış çıkıyorlar. Ben de aynısını yaşıyorum; o yüzden insanları buraya çağırıyorum. Burada çalışanların yaklaşımı da çok iyi. Bir problemim olduğunda Hayata Destek’e gelebileceğimi, sorunumun burada çözülebileceğini biliyorum.”
Ekonomik zorluklar, yoksunluk, kaynaklara ve imkânlara erişememe, aynı zamanda insanların iyilik halini, ruh sağlığını da zedeliyor. Meiyyede’nin bahsettiği gibi, destek ve dayanışmanın psikolojik etkisi biraz da buna ilişkin.
Zorluklara Rağmen Direnen Bir Kadın: Rumman
Hatay Narlıca’daki Hayata Destek Evi’nde bir araya geldiğimiz Rumman, hayatında yeri doldurulamaz kayıplar yaşamış bir kadın. 6 çocuğu olan Rumman, 2014’te Suriye’den Türkiye’ye geldi; geldikten 3 ay sonra eşi bir iş kazasında hayatını kaybetti. Babası öldüğünde 9 yaşında olan en büyük oğlu, çalışmak zorunda kaldı; okuyamadı. Geçim sıkıntıları baş gösterince Suriye’ye dönmeye karar verdiler. Suriye’ye gittikten 2 hafta sonra ise en büyük kızı hayatını kaybetti. Çok kısa zamanda yaşanan bu iki büyük kayıp Rumman’ı derinden yaraladı; psikolojik sorunları fiziksel olarak hayatını etkilemeye başladı. Bizim görüşmemizden 3 hafta önce yakınlarının yönlendirmesiyle Hayata Destek’le tanıştı ve psikolojik destek almaya başladı:
“Şu anda iyiyim, psikoloğun yanında rahatım. Keşke önceden tanışmış olsaydım.”
Bunu söylerken ağlamaya başlayan Rumman ardından ekliyor, “Eskiden ağlayamıyordum, şimdi ağlayınca rahatlıyorum.”17 yaşındakien büyük oğlunun hiç okula gidememiş olması içinde bir yara; “okuyabilseydi belki meslek sahibi olurdu” diyor. En büyük hayali çocuklarının okuması ve mutlu olması.
Tek Başına Güçlü Bir Kadın: Alime
Kadınların geçim kaynaklarına erişimi, sadece kadınların güçlenmesini değil, çocukların okula bir adım daha yaklaşmasını da sağlayabiliyor. Çünkü kadının çalışamaması demek, özellikle geçim sorumluluğu üstlenecek sağlıklı bir başka yetişkinin olmadığı durumda, çocukların çalışmak zorunda kalması; ekonomik gerekçelerle kız çocukların evlendirilmesi demek olabiliyor.
Danışanımız Alime, tek başına ayakta durmaya çalışan genç bir kadın. 6 yıl önce Türkiye’ye gelen, 1’i kız 1’i erkek iki çocuk sahibi Alime, önce geçici eğitim merkezinde, sonra imam hatip okulunda öğretmenlik yaptı. Şu anda maaş alamadığını belirtiyor. Hayata Destek’le yolu Türkçe A1 kursuna katılmasıyla kesişen Alime şu anda bir boşanma sürecinde ve ekibimiz kendisine bu süreçte destek oluyor. Alime’nin boşandıktan sonra en büyük isteği yeni bir iş bulmak; “Yardım istemiyorum sadece kendi gücümle çalışmak istiyorum” diyor.
Birlikte Üreten Kadınlar: HAZEK
Narlıca Hayata Destek Evi’nden, Hatay’ın güneydoğusunda yer alan, Suriye’yle sınır komşusu Altınözü ilçesindeki Kültür Evi’ne uzanıyoruz. Çünkü burada devam eden bir program, kadınların istihdam olanaklarının desteklenmesine dair çok şey söylüyor. Altınözü Kaymakamlığı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Aile Destek Merkezi ve Altınözü Belediyesi’nin iş birliğiyle kurulan, Hayata Destek’in destekleriyle gelişen Hatay Altınözü Zeytin Emeği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nde (HAZEK) hummalı bir çalışma var. Bu güzel taş konakta, raflara dizilen, kadınların elinin değdiği çeşit çeşit reçeller, turşular, salçalar, kahkeler ziyaretçileri karşılıyor. Geniş balkonda ise dileyenler mutfaktan çıkan leziz yemekleri tadıyor. Mutfakta iki kadın bir yandan sohbet ederken bir yandan harıl harıl kurutulmuş patlıcanları dolduruyor. Arefe ve Bercis, önce Hayata Destek’in Altınözü Kültür Evi’nde verdiği Türkçe dil kursuna, sonra gastronomi kursuna, ardından da dikiş kursuna katılmışlar ve neticede mutfakta çalışmaya başlamışlar. Bercis şöyle özetliyor hislerini:
“Hayatımız değişti, çok mutluyuz. Çocuklarım okula gidiyor. İşim güzel. Suriye’ye geri dönünce de bu işi yapabiliriz.”
Yerli ve mülteci kadınların bir araya gelebileceği, el becerilerini geliştirip geçim kaynaklarına erişebilecekleri ve bir yandan da hak ve hizmetlere erişimle ilgili bilgilendirme seanslarının yapılabileceği bir sosyal alan kurma hayaliyle başlayan program kapsamında, Hayata Destek UNHCR’ın finansal desteğiyle endüstriyel bir mutfak kurdu. Ardından Türkçe dil kursları ve gastronomi kursu verdi. Bugüne kadar 120 kadın bu eğitimlere katıldı; 20 kadın ise aktif olarak kooperatifte çalışmaya devam ediyor.
Kültür Evi’nde çalışan kadınların çocuklarının katılabileceği bir kreş de bulunuyor. Binanın üst katında sap işleme, tığ işlemeciliği, boncuktan bileklik üretimi yapılıyor, en alt katında ise halı dokunuyor. Her bir oda kadınların hünerli ellerinden çıkan ürünlerle dolu. Bir bileklik 2-3 saatte bitiyor; bir sepeti yapmak ise aşağı yukarı 1 gün sürüyor. Satılan ürünün parası, üretimi yapana gidiyor. Kadınlara eğitmenlik yapan, Halk Eğitim Merkezi hocalarından Süheyla Hocaoğlu, kadınların yeteneklerine göre bir yönlendirme yaptıklarını söylüyor; grup olarak çok uyumlu çalıştıklarını ekliyor.
Tığ işlerinin yapıldığı bir odada Hedil, Veyide ve Yasemin yan yana tığ işi çanta örüyor. Arapça ve Türkçe iki dilli giden sohbette üç kadının da ortaklaştığı bir nokta var: Bu iş psikolojik olarak da onlara çok iyi geliyor. “Evden çıkıyor ve burada buluşuyoruz. İnsanların işe ihtiyacı var ama aynı zamanda iyi vakit geçiriyoruz, mutluyuz” diye özetliyor Veyide. Yasemin ise “burada teselli oluyorum, psikolojik olarak rahatlıyorum” diyor.
Kendi ayakları üzerinde duran, hem psikolojik hem de ekonomik olarak güçlenen kadınların yüzünden yayılan umutla ayrılıyoruz Altınözü’nden. Hayata Destek olarak, bu umudu diri tutabilmek için çalışıyoruz. Toplumsal cinsiyet temelli şiddetten hayatta kalan kadınların güçlenmesine ve iyileşmesine destek oluyor; kadının insan hakları konusunda bilgilendiriyor; paylaşıyor ve birlikte öğreniyoruz. 16 Günlük Aktivizm kampanyasında da bir kere daha hatırlatmak isteriz; hayatta eşitliğe destek için çalışmaya devam edeceğiz.
Gözde Kazaz
İletişim Sorumlusu
Fotoğraf: Çiğdem Güner
Kurumsal İletişim Uzmanı
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.