8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların ve dayanışmanın gücünü bir kere daha hatırlamak için önemli bir vesile. Biz de içimizden, güçlü bir kadının ümitvar hikâyesini sizinle paylaşmak istiyoruz. Hatay’da görev alan proje yöneticimiz Sahar Al-Asmar, mülteci bir kadın olarak Hayata Destek’le kesişen yollarını ve gönüllü bir çalışan olarak başlayan hikâyesini anlatıyor. Tüm mültecilere, kadınlara ve mülteci kadınlara ilham olması dileğiyle…
Sizinle hikayemi paylaşmak istiyorum. Kırılmalar, sarsılmalara rağmen yeniden başlayan, yeniliklerle yeni anlamlar kazanan, umudumu asla yitirmemem gerektiğini defalarca yeniden öğrendiğim hikayemi… Bu hikayede bana eşlik, yoldaşlık eden herkese, özellikle de kadınlara selam ve sevgilerimi ileterek…
O vakte kadar başıma gelen en önemli şeydi sanıyorum. Halep Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmıştım, bu başarı kendimi gerçekleştirmek için attığım ilk adımdı. Köyümden, ailemden uzakta, hedefime ulaşmak için var gücümle çalıştım. Mezun olduktan sonra ilk işimi memleketimde buldum, anaokulu öğretmeni olmuştum. 3 yıl boyunca bir okulda çalıştım; aileme yardım etmeyi, kendime güvenmeyi öğrendim. Evimdeydim, ailemin, arkadaşlarımın, komşularımın yanında olduğum için mutluydum. Fakat rüya fazla sürmedi; emek verdiğim bu hayatı terk etmek zorunda kaldım.
2012 yılıydı. Ağır bir karardı. Odama, evime ve kasabamın sokaklarına veda ettim; Türkiye’ye iltica yolculuğum işte böyle başladı. Yolculuk zordu, alışmak daha da zor… Dilini ve geleneklerini bilmediğim yeni bir ülkeyi kendime yurt yapmaya çalışıyordum. Üniversite diplomamın olduğu alanda iş fırsatı bulamayınca önce gül ekme işinde çalıştım. Büyük çabalar sonucunda Hatay’da bulunan ve Suriyeli öğrencilerin okuduğu bir okulda cüzi bir maaşla çalışmaya başladım.
Türkiye’ye geldikten iki sene sonra, 2014 yılında ise Hayata Destek ile yollarımız kesişti; böylece içimdeki hırsı ve iradeyi ateşleyen bir ışık girdi hayatıma. Derneğin Hatay’daki toplum merkezi, Narlıca Hayata Destek Evi’nde gönüllü olarak çalışmaya; Suriyeli çocuklara İngilizce öğretmeye başladım. İnsani yardım alanında ilk kez çalışıyordum; bu birkaç aylık deneyimin bana yeni kapılar açacağını henüz bilmiyordum.
Hayata Destek’te bir pozisyona başvurmuştum. Hayallerim, derneğin bu pozisyon için benimle görüşmek istemesiyle gerçeğe dönmeye başladı. O iş görüşmesinde benimle mülakat yapan iki Hayata Destek çalışanının yüzünü de, görüşme bittikten sonra hissettiklerimi de unutmam mümkün değil. Derneğin bana sunduğu bu fırsat sayesinde ülkemin insanlarına yardım etme imkânı işte tekrar ellerimdeydi! Böylece 2015 yılında saha çalışanı olarak göreve başladım.
İÇİMDEKİ KARARLILIK
Çalışmak kolay değildi; yürüdüğüm yol bolca emek gerektiriyordu. Ancak başarabilmek için kararlılık ve güce sahiptim. İçimdeki bu kararlılık ve güç, herhangi bir işte çalışırken hissedilebilecek konum sahibi olma ve kişisel kazanç gibi amaçlarla ilgili değildi. Kendi vatanları dışındaki bir ülkede hayallerini gerçekleştirebilmeleri için mültecilere rol model olmak; işte gücüm buradan geliyordu. İşimi Hayata Destek’te yeteneklerime inanan arkadaşlarımın desteğiyle yapabilmek de tüm o yorgunluklara, çabaya değiyordu.
Bir sene sonra, bir üst pozisyona yükseldim; Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin projesinde çalışma fırsatı buldum. Bu projede Suriyeli kadınların hedeflerine ulaşmalarını ve güçlenmelerini sağlamayı amaçlıyorduk. Bu süreç kişisel olarak benim için de çok önemliydi; çünkü mülteci bir bireyin, ülkesinden ve ailesinden uzakta da olsa başarabileceğini ispatladığımı hissettim. Elbette yaşamım her zaman gül bahçesi değil. İnsani yardım çalışanları, sahada tanık oldukları insan hikâyeleri nedeniyle hem ruhsal hem de fiziki olarak oldukça yorgun düşebiliyor. Üstüne üstlük ben o sahada tanık olduğum hikâyelere bağlıyım; Suriye’deki ailemden uzağım ve onlar hala tehlike altına yaşıyor. Bunlar bir araya gelince bazen gözyaşları kaçınılmaz oluyor. Ama bu durum da, hayatta kalan insanlardan biri olarak, Türkiye’de desteğe ihtiyacı olanların yanında olmak için bana güç veriyor.
Hayata Destek’te olduğum süreç boyunca geçim kaynakları erişim, psikososyal destek, eğitim ve farkındalık seansları gibi pek çok farklı alanda proje sorumlusu olarak çalıştım. Bu projeler deneyim kazanmama, önemli dersler çıkarmama ve insani yardım alanında bana pek çok şey öğreten insanlarla tanışmama vesile oldu. Ve bugün hayalini kurduğum bir pozisyondayım. 2020’den bu yana Hatay’da proje yöneticisi olarak çalışıyorum. Hayata Destek’in ilk Suriyeli ve ilk mülteci kadın proje yöneticisi olmaktan gurur duyuyorum. Öte yandan, küresel olarak yakın tarihin en zor zamanlarından birinde, COVID-19 salgını sırasında getirildiğim bu görevde yeni şeyler deneyimliyor; devamlı öğreniyorum. Proje yöneticisi olmak, kişiliğimi daha çok beslemek ve güç kazanmak için hayatıma doğan bir ışık oldu.
Size hikâyemi anlattım; çünkü hem bu ülkede hem de dünyanın farklı yerlerinde, memleketlerinden uzak ve zor koşullarda yaşayan mültecilere, özellikle de mülteci kadınlara 'hikâyemiz bitmedi' demek, bir umut ışığı yakmak istiyorum. Onlara şunu söylemek istiyorum: hayallerinizin peşinden koşmayı ve umut etmeyi bırakmayın; inanıyorum ki benim yolumu aydınlatan ışık sizin yolunuza da çıkacaktır.
Sahar Al-Asmar
Proje Yöneticisi / Hatay
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.