Adıyaman ekibimizin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele konusunda destek olduğu Hafza, “Aslında geçici barınma merkezinde bu tür şeylerle çok karşılaşıyoruz ama insanlar şikâyet etmeye korkuyor, ama benim bu şikâyetim çevreme örnek oldu” diyor.
Yaklaşık 620 bin nüfusa sahip Adıyaman, 6 Şubat depremlerinden yoğun etkilenen illerden biri. Depremin üzerinden geçen iki yılda geçici barınma alanlarının sayısı azaldı, depremden etkilenenler konteyner kentlerde ve bazıları hasarlı olan binalara taşındı. Afet bölgesi olan pek çok şehir gibi, Adıyaman’ın da deprem öncesi durumuna gelmesi için yapılması gereken çok şey var.
Stratejik partnerimiz Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen ve deprem bölgesindeki temel ihtiyaçların sağlanmasını amaçlayan projemize yaklaşık iki senedir devam ediyoruz. Değişen ihtiyaçlara göre şekillendirdiğimiz projede bu sene, toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleme ve şiddeti önleme odaklarımızdan biri. Adıyaman Hayata Destek ekibinden sosyal çalışmacı Ece Yıldız, nedenini şöyle açıklıyor:
“Depremden sonra afet bölgesinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin arttığını gözlemledik. Bu kapsamda hayatta kalan ya da şiddete maruz kalma riski bulunan kişiler için emniyet ve güvenlik planı geliştiriyoruz. Danışanların şikâyet mekanizmalarına, hukuki ve psikolojik hizmetlere erişmesini sağlıyoruz.”
AB fonları sayesinde, 1 Mayıs 2024 – 31 Mart 2025 tarihleri arasında projemiz kapsamında toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan ya da risk altında olan 185 kadına 732 farklı konuda destek sunduk. Bu destekler arasında güvenlik planı oluşturma, velayet ve boşanma gibi süreçlerde adli destek, şiddete maruz kalma durumunda koruma kararı çıkartılması ve şikâyetçi olma desteğinin yanı sıra, şiddetten hayatta kalan kadınlara yönelik psikolojik destek ya da nakit destek yer alıyor.
Şikâyet mekanizmalara erişmesi için destek olduğumuz danışanlardan biri de Hafza*. 2012’de İdlib’den çocuklarıyla birlikte tek ebeveyn olarak Adıyaman’a gelip yerleşen Hafza, 6 yıl boyunca geçici barınma merkezinde yaşadı. Ardından taşındıkları ev ise depremde hasar gördü ve yeniden kamp hayatı başladı. Bugün de mültecilerin yaşadığı bir geçici barınma alanında kalıyorlar.
Geçici barınma alanında düzenlediğimiz bilgilendirme oturumlarına katılan Hafza, çevresinde tanınan ve güvenilen biri olduğu için tanıdıklarını da bu oturumlara davet etmeye başladı ve derneğimizin topluluk gönüllüsü oldu. Ve bir gün kızı ve kendisine yönelik şiddet tehdidi için bize ulaştı.
“TÜRKİYE’DEKİ KANUNLARI ÖĞRENDİM”
“20 yaşındaki kızımla bir çocuk evlenmek istedi, aileyi tanıdığımız için güvendik, kabul ettik ama çocuğun düzgün biri olmadığını fark ettik. Nişanı atmak isteyince tehditler başladı” diyor Hafza. Kızının bozulan telefonunu tamir için verdikleri bu kişi, cep telefonunun içindeki tüm aile fotoğraflarını alıp, bu fotoğrafları rahatsız edici söylemlerle herkese göndermekle tehdit etmeye, şantaj yapıp para istemeye başladı. Hayata Destek’in şiddete karşı haklar oturumlarına katıldığını, fakat faili şikâyet etmeye korktuğunu anlatıyor. Zira özellikle mülteci topluluk arasında, bir mültecinin birini şikâyet etmesi durumunda Suriye’ye geri gönderileceği yanlış
bilgisi dolaşıyor. “Sizin oturumlarınızda Türkiye’deki kanunları öğrendim” diyor Hafza.
Hafza’ya ‘6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kapsamında, şiddete uğrama tehlikesi altındaysa şikâyetçi olabileceğini aktardık; süreçte kendisine destek olabileceğimizi ilettik. Jandarmaya yapılan şikâyette tercüme desteği sağladık; şantaj ve hakaret suçundan bir şikâyet yapıldı.
Dava süreci başladı. Failin zaten şikâyetçi olunduktan sonra tehdidi bıraktığını belirten Hafza, “aslında geçici barınma merkezinde bu tür şeylerle çok karşılaşıyoruz ama insanlar şikâyet etmeye korkuyor, ama benim bu şikâyetim de çevreme örnek oldu” diyor.
GÜVEN İLİŞKİSİ KURABİLMEK
Afet bölgesinde sürdürülebilir bir insani yardım sağlamak önemli, çünkü depremden etkilenenlerin sadece kısa ve acil değil, orta ve uzun vadeli ihtiyaçları da devam ediyor. Hafza, tam da bu noktayı şöyle özetliyor:
“Geçici barınma merkezine dernekler geliyor ama sonra gidiyorlar. Hayata destek psikolojik koruma, hijyen hizmetleri, nakit desteği konularında da bize destek oldu. Şiddetle ilgili bilgilendirme yaptılar, KADES uygulamasını öğrendik. O kadar iyi ilişkiler kurduk ki derneğin çalışanlarının isimlerini biliyoruz. Hayata Destek’in oturumları çok kalabalık oluyor, çünkü derneğe güveniyor insanlar.”
Kimseyi geride bırakmamak, herkesin haklarına eşit ulaşabilmesi için çalışırken belki de en önemlisi güven ilişkisini kurabilmek. Afet bölgesi de dâhil tüm çalışmalarımızda, bu güven ilişkisinin devamını sağlamayı amaçlıyoruz.
*Danışanın ismi özlük haklarını korumak amacıyla değiştirilmiştir.
Gözde Kazaz / İletişim Uzmanı
Yazıyı okuduğunuz ve buraya kadar geldiğiniz için teşekkürler. Şimdi hazır buradayken hayata destek olabilirsiniz.