Elazığ’da kocaman bir depo düşünün; ülkenin dört bir yanından gelen paket ve torbaların yığıldığı; hızla varan kamyonların, tırların ve acilen yola çıkacak dağıtım araçlarının kapıda beklediği; insanların fiziksel, zihinsel ve ruhsal güçlerinin tümünü tüketene kadar istek ve güler yüzle çalıştıkları bir yer orası. Arkasındaki büyük birlik ve dayanışma hissi, bizi  24 Ocak Cuma akşamı Elazığ merkezinden sarsan deprem kadar güçlü.

Böyle bir dayanışmayı görmek güzel. Fakat afetin bize öğrettikleri de var. İklim acil durumunun yaşandığı bir devirde, üstelik afetlere gebe bir coğrafyada yaşarken, bu dersi iyi dinlemeliyiz. Sizinle Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Hayata Destek’le derste yani sahada öğrendiklerimi paylaşayım.

Elazığ Depremi’nin hemen sonrasında birçok sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek gücünü, bilgisini, tecrübesini birleştirdi ve elini gerçek anlamda taşın altına koymaya gönüllü oldu: T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda ‘Sivil Toplum Kuruluşları Afet Koordinasyon Platformu’nu kurarak faaliyetlerin aralıksız devam edebilmesini sağladı. Bu demekti ki, AKUT arama kurtarma çalışması yaparken; Hayata Destek, il merkezi, ilçe, mahalle, köy ve hane ölçeğinde sayısız inceleme ve bire bir görüşme yapıyor;  muhtarları, başka yerel otorite ve kanaat önderlerini arayarak sahadaki ihtiyaçları listeliyordu. Ve o sırada, –ilkini ilk 48, ikincisini 96 saat içinde çıkarabildiğimiz durum tespit raporlarımızın derlenen verileri ışığında–İhtiyaç Haritası bireylerden, Temel İhtiyaç Derneği de kurumlardan gelen malzeme bağışlarını toplamaya başlamıştı bile. Tabii Toplum Gönüllüleri Vakfı, Ahtapot Gönüllüleri Derneği ve Ahbap Platformu da gönüllülerini mobilize etmekte gecikmemişti. Bu dayanışmanın içindeyken hissedilen, daha öncesinde bir araya gelmemiş olmanın pişmanlığı, ve tabii bir de birlikte çalışmanın ilham verici gücüydü. Platforma katılan kuruluşlar giderek arttı, onlar aracılığıyla günlerini ve gecelerini insani yardıma adayan birey ve kurumlar bugün hâlâ Elazığ ve Malatya’daki hayatı iyileştirmeye devam ediyor. Hepsini tebrik ediyor, kucaklıyorum.

Teslim etmek gerekir ki, Hayata Destek Derneği’nin de yer aldığı sivil toplum koordinasyon ağının hızla kurulması, toplanan yardımın doğru önceliklendirilerek, etkili şekilde dağıtılabilmesini sağladı. Gündelik rutinin yerle bir olduğu afet bölgesinin kara kış koşullarında ihtiyaçlar, çadırdan battaniyeye, sabundan bebek mamasına uzanan geniş listelere dönüştü. Battaniyeler, çadırlar, kışlık kıyafetler, konteynırlar, mutfak gereçleri hızla dağıtıldı. Ne var ki bu ihtiyaçlar gün be gün değişiyordu. Ülkenin bir ucundan yola çıkan gıda malzemeleri şehre ulaşana kadar, acil ihtiyaç artık, sözgelimi tencere ve oduna dönüşüyordu. Bu afet, bize afet koşullarını iyileştirmenin, bu değişimin hızına ayak uyduracak araca yani nakit kaynağına, paraya ne kadar bağlı olduğunu gösterdi. Para bize, göçük altında belini inciten için ortopedik yatak; geçimini hayvancılıkla sağlayan için açıkta kalan hayvanlarına yem ve barınak; montları battaniyelerden ayıracak –ve onların arasından makarna paketlerini çıkaracak– güçlü gönüllüye bir sıcak tabak sağlamak istediğimizde gerekti. Para bize, depremden etkilenenlere standart paketler hazırlamak istediğimizde eksikliğini hissettirdi. Çocuklar, yaşlılar ve kadınlar için özel ihtiyaçlar baş gösterdiğinde para keşke daha fazlası olsaydı, dedirtti. Dağıtım malzemelerinin dışında kalan (kiraların az zamanda iki katına çıktığı kentte) kestirilemeyen ve görünmeyen lojistik giderler; nakit yardımının, afet sonrası iyileştirme çalışmalarının birincil ihtiyacı olduğunu uygulamalı olarak göstermiş oldu.

41 can kaybı verdiğimiz bu afet, insani yardımı geniş çaplı bir mal sevkiyatına indirgeyen yargının da yıkıcısı oldu. Kalanlarımız için acil yardım, afete müdahale ve iyileştirme çalışmalarının, bunun çok ötesinde, bitkisinden hayvanına, çevre ve ekolojik denge gözetilerek, her yaş ve her fiziksel ve ruhsal durumdaki insanı kapsayacak ve yerel ekonomiyi canlı tutacak biçimde tasarlanması gereğini, buna yönelik faaliyetlerde nakit kaynağın önemli yerini hatırlattı.

Ben şimdi size bu afetle öğrenilenler üzerine beraber düşünmeyi, hazırlıklı olmak için birlikte harekete geçmeyi teklif ediyorum. Sizi, acil yardım, afete müdahale ve iyileştirme koordinasyonuna katılan sivil toplumu güçlendirmeye, destek sunmaya davet ediyorum. En acil ve esas ihtiyacın, doğru şekilde giderilebilmesi için nakit kaynağımıza katkıda bulunarak, afet başımıza gelmeden hayata destek olabileceğinizi hatırlatmak istiyorum.

Daha fazla ihtiyaç sahibine, daha etkili destek sunabilmek için hayata şimdi destek olabilirsiniz.

 

EMİNE EMEL ŞENSEZGİN MERGEN
Hayata Destek Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı

Arşiv

Bültenimize Üye Olun

    crossmenuchevron-downarrow-left